xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwinbetonred bizbet
DOLAR

33,2309$% 0.34

EURO

36,2864% 1.28

GRAM ALTIN

2.608,03%0,23

ÇEYREK ALTIN

4.231,00%0,63

BİST100

10.473,47%-3,01

BİTCOİN

1963135฿%-1.9886

ETHEREUM

91455Ξ%-4.87433

a

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: TÜRKÇEMİZİ KORUMAK İÇİN VERDİĞİMİZ MÜCADELE, ESASINDA BİR MİLLİ MÜCADELEDİR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dilini Yaşatamayan Bir Milletin Önünde Sonunda İnancı Dahil Benliğini Oluşturan Değerlerini Birer Birer Kaybederek Yok Olmasının Kaçınılmaz Olduğunu Belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Düzenlenen Yunus Emre Yılı Görsel ve İşitsel Medyada Doğru Türkçe Kullanımı Ödül Töreni’nde Yaptığı Konuşmada, Vefatının 700’üncü Yılı Münasebetiyle 2021’i Yunus Emre Ve Türk Dili Yılı Olarak İlan Ettiklerini Hatırlattı.

Bu Kapsamda Medyada Türkçenin Doğru Kullanımını Teşvik Etmek İçin Düzenlenen Ödül Töreni Vesilesiyle Bir Arada Olmaktan Duyduğu Memnuniyeti Dile Getiren Erdoğan, Arı, Duru, Tertemiz Türkçenin Temsilcisi Yunus Emre’yi Gündeme Getirdikleri İçin Radyo Televizyon Üst Kurulu, Türk Dil Kurumu ve Yunus Emre Enstitüsü Yönetimlerine Teşekkür Etti.

Tevfik İleri’nin Gençlerle Yaptığı Bir Sohbette “Kahramanlık Nedir?” Sorusuna Verdiği Yanıtı Hatırlatan Erdoğan, Şöyle Konuştu:

“Yunus Emre Ömrü Boyunca Belki de Silah Bile Kuşanmadı, Karacaoğlan Ömrü Boyunca Belki de Hiç Yumruk Bile Sıkmadı, Belki de Kimseye Fiske Bile Vurmadı. Sadece Elindeki Tezene İle Sazının Telleri Üzerinde Gezinip Durdu. Hacı Bayram Veli de Öyle, Hazreti Mevlana da Öyle Ama Ben Burada İddia Ediyorum Ki Yunus da Karacaoğlan da Hacı Bayram da Hazreti Mevlana da Bizim Büyük Kahramanlarımızdandır. Siz Bir Savaş Esnasında Meydanlara Bir Köroğlu Ruhuyla Koşup Çarpışacağınızı, Canınızı ve Kanınızı Dökeceğinizi Söylüyorsunuz. Bundan Hiçbir Şüphem Yok. Ben de Barış Zamanlarında Sizin Yunus Gibi, Karacaoğlan Gibi, Hacı Bayram Gibi Hazreti Mevlana Gibi Kahramanlardan Olmanızı, Onları Çok İyi Okumanızı, İlimden İrfandan Kopmamanızı İstiyorum. Bugün Burada Bizi Bir Araya Getiren Ömrü Boyunca Yüreğinden Süzülüp Gelen Sözlerinden Başka Silahı Olmayan Yunus Emre’nin Asırları Aşıp Gelen ve Tüm Canlılığıyla Yaşayan Kahramanlığıdır. Esasen Bu Hakikat Dünyanın Her Yerinde Aynıdır.”

“HEP ÖNCE DİL DİYORUZ”

Necip Fazıl Kısakürek’in “Bir Milletin Edebiyatı Yoksa O Millet de Yok Demektir.” Sözlerini Hatırlatan Erdoğan, Meşhur Bir Fransız Yazarın İse Milleti “Edebiyatı Olan Topluluk” İfadesiyle Tanımladığını Anlattı.

Edebiyatın Önemini Vurgulayan Erdoğan, “Terör Sadece İnsanların Canına, Malına, Özgürlüğüne Kast Etmekle Olmaz. Milletlerin Varlığının ve Devamlılığının Teminatı Olan, Dilini, Edebiyatını, Kültürünü Bozmak da Bir Çeşit Terördür. Türkiye Maalesef Her İki Teröre Birden Maruz Kalmıştır. Dilini Yaşatamayan Bir Milletin, Önünde Sonunda İnancı Dahil Benliğini Oluşturan Değerlerini Birer Birer Kaybederek Yok Olması Kaçınılmazdır. Bunun İçin Hep Önce Dil Diyoruz. Türkçemizi Yaşatmadan Milletimizin Geleceğine Güvenle Bakamayız.” Diye Konuştu.

Medyanın, Türk Dilinin Korunmasının ve Doğru Şekilde Yeni Nesillere Aktarılmasının da Ana Mecrası Olduğunu Vurgulayan Erdoğan, “Medyada Doğru Türkçe Kullanımı İle İlgili Hassasiyeti Çok Yerinde Görüyor, Bu Konuda Emeği Geçenlere Şükranlarımı Sunuyorum.” İfadelerini Kullandı.

Erdoğan, İnsanın Ruhi Faaliyetlerinin Mahsulü Olarak Kabul Edilen Dilin, İnsanlık Tarihi Kadar Köklü Bir Maziye Sahip Olduğunu Belirterek, İslam Başta Olmak Üzere Bütün Hak Dinlerin, Dilin İnsana Yüce Yaratıcı Tarafından Öğretildiğini Bildirdiğini Aktardı.

Rahman Suresinde Allah’ın İnsana “Düşünmeyi ve Konuşmayı”, Bakara Suresinde de Hazreti Adem’e Bütün Varlıkların İsimlerini Öğrettiğinin Buyurulduğunu Anlatan Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Hazreti Adem İle Hazreti Havva Validemizden Beri İnsanoğlu Yeryüzüne Dağılmış, Zamanla Farklı Kavimler, Farklı Diller, Farklı Kültürler Ortaya Çıkmıştır. Bugün Dünya Üzerinde Konuşulan 3 Binden Fazla Dil Olduğu Biliniyor. Bize Düşen Görev Bunların Tamamını Bir Ağacın Kolları, Dalları, Yaprakları Olarak Görüp İnsanlığın Ortak Hazinesi Terakki Etmektir. Farklı Lisanlar Bizi Birbirimizden Ayıran Değil, İnsanlığı Buluşturan, Tanıştıran, Kaynaştıran Vasıtalardır. Elbette Her Lisan Kendi İçinde Estetikle Örülmüş Bir Şiirdir Adeta. Hiç Şüphesiz Kendi Dilimiz Türkçemiz Bir Başka Güzeldir. Çünkü Türkçe Bizim Ana Dilimizdir. Ata Mirasımızdır, İstikbal Güvencemizdir. Türkçenin Her Bir Kelimesi Bizim İçin Paha Biçilmez Bir Mücevher Gibidir.”

“Bugün Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Uzanan Geniş Bir Coğrafyada En Çok Kullanılan Lisan Türkçedir”

Erdoğan, Orhun Abideleri’nin Yazıldığı Dönemden Günümüze Kadar Nice Eserin, Türkçenin Zenginleşmesine ve Güzelleşmesine Hizmet Ettiğine Dikkati Çekerek, “Medarıiftiharımız, Bitmez Tükenmez Sevdamız Türkçemizle İnsanlığa Armağan Ettiğimiz Her Eseri Mukaddes Bir Emanet Sayarız, Üstelik Türkçe Öyle Kıyıda Köşede Kalmış Bir Dil de Değildir. Bugün Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Uzanan Geniş Bir Coğrafyada En Çok Kullanılan Lisan Türkçedir.” Diye Konuştu.

Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Hoca Ahmet Yesevi Gibi Büyük Üstatların Anayurttan Anadolu İstikametine Yürüyen Milletin Yoluna Türkçenin Güzellikleriyle Işık Tuttuklarını Belirten Erdoğan, “Ebedi Vatanımız Anadolu’da da Gönül ve Fikir Ehli Olarak Milletimizin Hafızasında Silinmez İzler Bırakan Yunus Emre, Türkçemizin Bayrak İsimlerinden Birisi Olmuştur. Anadolu’da Yeniden İnşa Edilen Türkçe Yunus’un Şiirleriyle Hayat Bulmuş, Kökleşmiş, Aşk ve Mana Dili Olarak Yeni Bir Kimlik Kazanmıştır.” Dedi.

Yunus Emre’nin Her Bir Şiirinin Çağları ve Kıtaları Aşarak Bütün İnsanlığa Mal Olan Mesajlara Dönüştüğüne İşaret Eden Erdoğan, “Türkçemizin Kudretini Gösteren Bu Mesajların Her Bir Dizesi Kelime Kelime, Her Bir Kelimesi Hece Hece, Her Bir Hecesi Harf Harf Zenginleşerek Günümüze Erişmiş ve 700 Yıllık Maziyi Bize Ait Kılmıştır. İşte Bu Şuurla Onun Adını Verdiğimiz Enstitülerimiz, Güzel Türkçemizin, Tarihimizin, Gelenek, Göreneklerimizin, Sanat ve Estetik Anlayışımızın, Bütün Dünyada Tanınması İçin Çok Mühim Bir Vazifeyi İfa Etmektedir.” Değerlendirmesinde Bulundu.

Erdoğan, Yunus Emre’nin Sevgi ve Barış Dilini Medeniyetler Beşiği Anadolu’nun Bilgi ve İrfanını, Dünyanın Dört Bir Yanına Taşıyan Herkese Teşekkürlerini İletti.

Malazgirt Zaferi’nin Ardından Anadolu’yu Fikren ve Fizikken Bayındır Hale Getirmek, Temelinde Adalet Olan Bir Nizama Kavuşturmak İçin Milletçe Çok Çetin Mücadeleler Verildiğini Dile Getiren Erdoğan, Bir Taraftan Haçlıların ve Moğolların Tahripkar Saldırılarını Bertaraf Ederken, Diğer Taraftan Dünya Tarihinin Akışını Değiştiren Büyük Bir Medeniyetin İnşasına Girişildiğini Hatırlattı.

Anadolu’nun Her Köşesinin Camiler, Medreseler, Dergahlar, Kütüphaneler, Çeşmeler, Köprüler, Çarşılar, Hamamlar, Hanlar ve Kervansaraylarla Tıpkı Bir Gergef Gibi İlmek İlmek Dokunduğunu Aktaran Erdoğan, “Fethettiğimiz Bu Topraklar Kısa Zamanda Bambaşka Bir Çehreye Büründü. Karahanlı, Gazneli, Selçuklu Devirlerinde Doğan, Büyüyen, Gelişen ve Anadolu’ya Taşınan Medeniyetimiz, Osmanlı İle Olgunluk Çağına Erişti.” Diye Konuştu.

Hacı Bayram Veli’nin Bu Süreci, “Nagehan Ol Şara Vardım/ Ol Şarı Yapılır Gördüm/ Ben Dahi Bile Yapıldım/Taş’u Toprak Aresinde.” Diyerek Anlattığını İfade Eden Erdoğan, Şunları Kaydetti:

“Ecdadımız da Yaşadığı Coğrafyayı, Bu Şanlı Medeniyetin Renkleriyle, Desenleriyle Bezerken Aynı Zamanda Kendini de İnşa Etti. Milletimiz İslam’ın Rengine Büründükçe Güzelleşti, İ’layi Kelimetullah Uğruna Gayret Gösterdikçe Güçlendi, Adli İlahiyi Tesis Ettikçe Avni İlahiye Mazhar Oldu.

Üzerine Yağan Her Belayı Def Ederek, Bu Topraklarda Kök Saldı. Kur’an-I Kerim Başta Olmak Üzere İslam Nişanelerine Kusursuz Bir Saygı Gösteren Milletimiz Bunu Rabbimizin Rızasına Erdirecek Bir Haslet Olarak Gördü, Dilini de Kur’an İle Güzelleştirdi. Kur’an’ın Temel Kavramlarını, Fiillerini, Tabirlerini Hayranlık Uyandıracak Bir Marifetle Türkçeye Taşıdı. Türkçe Bu Sayede Kazandığı İfade Kudretiyle Tarihinin En Parlak Çağlarını Yaşadı. Fuzuli, Baki, Hacı Bayram Veli, Şeyh Galip, Süleyman Çelebi, Nedim, Erzurumlu Emrah, Ziya Paşa, Namık Kemal, Mehmet Akif, Yahya Kemal Gibi Birçok Şair Nice Şaheserlere İmza Attı.”

Türk Milletinin İnsanlığa Kazandırdığı Türkçe Eserlerin Şiirle Sınırlı Kalmadığını, İlmin Bütün Dallarında Kütüphaneler Dolusu Eser Telif Edildiğini Belirten Erdoğan, 17. Yüzyıldan İtibaren İlmi ve Edebi Metinlerde Arapça ve Farsça Tamlamaların Bolca Kullanılmaya Başlanmasıyla Yazı Dili İle Konuşma Dili Arasında Fark Oluştuğuna Dikkati Çekti.

Erdoğan, İfrat Derecesindeki Bu Cereyana Karşı Çıkan Yazarların, Şairlerin, Münevverlerin, Türkçeyi Aslına En Uygun Şekilde Sadeleştirmek İçin Gayret Gösterdiğini Hatırlatarak, Bu Sayede Geçtiğimiz Asrın Başına Gelindiğinde Yazı Dili İle Konuşma Dili Arasındaki Farkın Büyük Ölçüde Kapatıldığını Söyledi.

“HAYALİ KURULAN ŞEY ECDADIN BÜTÜN İZLERİNİ SİLMEKTİ”

Türkiye’de 1930’lu Yıllara Geldiğinde Bu Defa da Sözde Dilde Sadeleştirme Faaliyetlerinin Tefrit Derecesinde Neticelerin Doğmasına Sebep Olduğunu Belirten Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Güya Türkçemizi Yabancı Kelimelerden Arındırma Bahanesiyle Asırlardır Benliğimize Şekil Veren Nice Kelime Dilimizden Dışlandı, Hor Görüldü. Bunların Yerine Konmak İstenen Tatsız, Tuzsuz, Renksiz, Ahenksiz Yüzlerce Kelimeyle Kadim Medeniyetimiz Kesintiye Uğratılmaya Çalışıldı. Asırlar Boyunca Dilimizin Musiki Kudreti Kazanması, Kelimelerimizin Birer Name Güzelliği Alması İçin Verilen Emekler Yok Edilmek İstendi. Hayali Kurulan Şey Aslında Devletimizin Müesseselerinden de Milletimizin Gönlünden de Ecdadın Bütün İzlerini Silmekti.”

Erdoğan, Cemil Meriç, Peyami Safa, Necip Fazıl, Ahmet Kabaklı, Faruk Kadri Timurtaş Gibi Birçok Münevverin “Uydurukça” Diye Tabir Ettiği Bu Yeni Kelimelerin Milli Hançereye Uymadığı Gibi Düşünce Ufkunu da Daralttığını İfade Ederek, Şunları Söyledi:

“Aleni, Bariz, Aşikar, Ayan, Bedihi, Vazıh, Sarih, Münhal, Üryan, Berrak Kelimeleri Yerine Günümüzde Sadece ‘Açık’ Kelimesini Kullanmaya Mahkum Olmamız Başka Nasıl İzah Edilebilir? Maalesef Bunun Gibi Yüzlerce Misal Vermek Mümkündür. Hele Sosyal Medya Denen Mecralarda Kullanılan Dil, Türkçemiz İçin Tam Bir Felaket Habercisidir. Bu Meseleyi Ciddiyetle Ele Almazsak Fikri Muhtevamızın Kısırlaşma Tehlikesiyle Karşı Karşıya Kalacağını Üzülerek İfade Etmek İsterim.”

“DİLİMİZ ADETA MÜSTEVLİLERİN İSTİLASI ALTINDA”

Bugün Milletin Henüz Bir Asır Önce Yazılan Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerini, Ömer Seyfettin’in Hikayelerini Hatta Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni Anlayamamasının Dile Yapılan Suikastın Büyüklüğünü Gözler Önüne Serdiğini Dile Getiren Erdoğan, Şunları Kaydetti:

“Lisanımızı Tehdit Eden Diğer Bir Unsur İse Tabelalarda, Yazışmalarda ve Konuşmalarda Yabancı Kelime Kullanma Hastalığıdır. Bu Salgın da 1930’larda Başlayan Dilde Tasfiye Hareketinin Menfi Neticelerinden Biridir. Türkçemizi Kısırlaştırma Çabaları Aynı Zamanda Onu Avrupai Dillerin İstilasına da Müsait Hale Getirmiştir. Dilimiz Adeta Müstevlilerin İstilası Altında. Çağdaşlıklarını ve İlericiliklerini Ortaya Koydukları Fikirlerle, Eserlerle, Ürünlerle Değil de Kullandıkları Yabancı Kavramlarla Göstermeye Çalışanların Zavallı Hallerini Acı Bir Gülümsemeyle Takip Ediyoruz. Halbuki Türkçemizi Korumak, Geliştirmek ve Zenginleştirmek İçin Verdiğimiz Mücadele Esasında Bir Milli Mücadeledir, Bir Beka Mücadelesidir. İnşallah Diğer Mücadelelerimiz Gibi Dilimizi Koruma Gayretimizi de Başarıyla Neticelendireceğiz. Bu Konuda Takip Edeceğimiz Yol, Yunus Emre’nin Yoludur. “

Erdoğan, Ödül Alan Medya Mensuplarını Tebrik Etti.

NOTLAR

Törende, 23 Farklı Kategorideki Ödüller Haber, Belgesel, Eğlence, Eğitim, Ekonomi, Kültür Sanat, Animasyon ve Radyo Dallarında Verildi.

Ödüle Layık Görülenler, Plaketlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Aldı.

“Ana Haber Sunucusu” Alanında Nazlı Çelik, “Ara Haber Bülteni Sunucusu” Dalında Banu El, “Haber Programı” Dalında Cem Öğretir, “Dizi” Dalında “Gönül Dağı” Dizisiyle Yapımcı Ferhat Eşsiz, “Söyleşi-Yorum” Dalında Ahmet Hakan Coşkun, “Belgesel” Dalında Serdar Kılıç, “Eğitim” Dalında Emine Simge Akoğul, “Ekonomi” Dalında Serdar Kuter, “Kültür ve Dil” Dalında Levent Dönmez, “Kültür-Medeniyet” Dalında Zeynep Türkoğlu, “Sanat” Dalında Hülya Koçyiğit, “Bilgi-Eğlence” Dalında Alper Ateş, “Aile” Dalında Ayşe Kaya Göktepe, “Çizgi Film Animasyon” Dalında İsmail Fidan, “Yaşam Boyu Saygı Ödülü” Alanında Zeliha İlhan Doymuş, “Tarih” Alanında Saadet Özen, “Seyahat” Alanında Özlem Tunca, “Teknoloji” Alanında Şenol Vatansever, “Spor” Alanında Murat Caner-Uğur Meleke, “Sağlık-Yaşam” Alanında Güven İslamoğlu Ödül Aldı.

Radyo Yapımlarında “Kültür” Kategorisinde Nisan Kumru, “Söyleşi-Yorum” Kategorisinde Saadettin Ökten İle Kemal Sayar ve “Sanat” Kategorisinde Murat Kazanasmaz Ödüle Layık Görüldü.

Ödüllerin Takdim Edilmesinin Ardından RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin Tarafından Bugünün Anısına “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” Şarkısı Eşliğinde Erdoğan’a Doğum Yılı Olan 1954 Yapımı Radyo Hediye Edildi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Erdoğan’a Yunus Emre’nin Hayatı ve Şiirlerini Konu Alan Dr. Mustafa Tatcı Tarafından Kaleme Alınan “Aşkın Dili Yunus Emre” İsimli Kitap ve Metnin 9 Yabancı Dile Çevrilmiş Kitap Setini Takdim Etti.

Ödül Töreninin Sonunda Aile Fotoğrafı Çekildi.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

MGK BİLDİRİSİNDEN: (RUSYA-UKRAYNA) GERİLİMİN ARTMASI HİÇ KİMSE MENFAATİNE NETİCE DOĞURMAYACAK

HIZLI YORUM YAP