33,2309$% 0.34
36,2864€% 1.28
2.608,03%0,23
4.231,00%0,63
10.473,47%-3,01
1963135฿%-1.9886
91455Ξ%-4.87433
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu’nda BM’nin 76’ncı Genel Kurulu Görüşmelerinde Katılımcılara Hitap Etti.
“AŞI MİLLİYETÇİLİĞİNİN HALEN SÜRDÜRÜLÜYOR OLMASI, İNSANLIK ADINA YÜZ KIZARTICIDIR”
Konuşmasına, Genel Kurul’a Katılanları Selamlayarak Başlayan Erdoğan, Birleşmiş Milletler 76’ncı Genel Kurulu’nun Ülkeler ve Tüm İnsanlık İçin Hayırlara Vesile Olmasını Diledi.
Erdoğan, 2 Yıl Sonra Tekrar Genel Kurul’da Bulunmaktan ve Burada Hitap Etmekten Büyük Memnuniyet Duyduğunu Belirterek, Geride Bırakılan Yaklaşık 2 Yılda Tüm İnsanlığın Sancılı Günler Geçirdiğini Anımsattı.
“Son Asrın En Büyük Sağlık Krizi Olarak Nitelenen Kovid-19 Salgınında, Aralarında Dostlarımızın, Yakınlarımızın, Sevdiklerimizin De Olduğu 4,6 Milyon İnsanı Kaybettik.” Diyen Erdoğan, Gösterilen Onca Çabaya Ve Aşılamada Alınan Mesafeye Rağmen Salgının Olumsuz Etkilerinin Halen Devam Ettiğine Dikkati Çekti.
Birleşmiş Milletler 76’ncı Genel Kurulu’nun Da İşte Böyle Bir Atmosferde Gerçekleştiğini İfade Eden Erdoğan, Şunları Kaydetti:
“Burada Vereceğimiz Dayanışma Ve İş Birliği Mesajlarının, Salgınla Mücadeleyi Desteklemenin Yanı Sıra, Zor Günler Yaşayan Milyarlarca İnsanın Umutlarını Artıracağına Da İnanıyorum. Genel Kurulumuzun, Uluslararası Toplumun Meselelerinde Çözümüne Daha Etkin Katkı Sağlaması İçin Güçlendirilmesi Gerekiyor. Bu Doğrultuda Verimli Çalışmalar Yapan 75’inci Genel Kurul Başkanı Sayın Volkan Bozkır’a Şükranlarımı Sunuyorum. 76’ncı Genel Kurul Başkanlığını Üstlenen Sayın Abdullah Şehid’in Devraldığı Bayrağı Çok Daha Yukarılara Taşıyacağına İnanıyorum. Türkiye Olarak, Genel Kurul’un Faaliyetlerini En Verimli Şekilde İcra Etmesi İçin Üzerimize Düşen Sorumlulukları Yerine Getirmeyi Sürdüreceğiz. Bu Vesileyle, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği Görevini Bir Kez Daha Üstlenen Sayın Guterres’i Tebrik Ediyor, Başarılarının Devamını Diliyorum.”
Bu Yılki Genel Kurul’un “Umutla Dayanaklılığı İnşa Etmek” Temasıyla Düzenlenmesinin Fevkalade İsabetli Olduğunun Altını Çizen Erdoğan, “Öncelikle, Acı Da Olsa, Bir Gerçeği İfade Etmek İstiyorum. İnsanlık Olarak Bize Büyük Bir Aile Olduğumuzu Tekrar Hatırlatan Bu Salgında, Ne Yazık Ki, Küresel Dayanışma Açısından İyi Bir İmtihan Verilemedi. Bilhassa Az Gelişmiş Ülkeler Ve Yoksul Toplum Kesimleri, Salgın Karşısında Adeta Kaderlerine Terk Edildi.” Dedi.
“TURKOVAC’I TÜM İNSANLIĞIN İSTİFADESİNE SUNACAĞIZ”
Dünya Genelindeki Can Kaybının Yüksekliğinde, Küresel Sistemin Artık Çözüm Yerine Sorun Çıkaran, Sorunları Derinleştiren, Sorunları Çözümsüzlüğe Mahkum Eden Çarpık Yapısının Da Payının Bulunduğuna İşaret Eden Erdoğan, Şöyle Konuştu:
“Milyonlarca İnsanın Hayatını Kaybettiği, 10 Milyonlarca İnsanın Virüsün Pençesinde Kıvrandığı Bir Dönemde, Aşı Milliyetçiliğinin Farklı Yöntemlerle Halen Sürdürülüyor Olması, İnsanlık Adına Yüz Kızartıcıdır. Kovid-19 Salgını Gibi Küresel Bir Felaketin Üstesinden, Ancak Uluslararası İş Birliği Ve Dayanışmayla Gelinebileceği Açıktır. Tüm Ülkeler Bu Salgından Kurtulmadan, Herhangi Bir Ülkenin Tek Başına Güvenle Hayatını Sürdürmesi Mümkün Değildir. Genel Kurul’da Ortaya Konacak İradenin, Bu Hakikatin Anlaşılması Bakımından Bir Dönüm Noktası Olmasını Temenni Ediyoruz. Salgın Döneminde Küresel İş Birliğinin Önemi Yanında Tıp Biliminin Ulaştığı Yüksek Seviyeyi De Görme İmkanı Bulduk. Dünya Sağlık Örgütü Tarafından Onaylanan İlk Aşının Almanya’da Yaşayan Türk Kökenli İki Bilim İnsanı Tarafından Geliştirilmesinden Gurur Duyduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Olarak “İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın” İnancıyla İlk Günden İtibaren Eldeki İmkanları Dost Ve Kardeş Ülkelerle Paylaşmaya Çalıştıklarını Belirterek, Türkiye’nin Bir Taraftan Vatandaşlarına En İyi Sağlık Hizmetini Sunarken, Diğer Taraftan Da 159 Ülke Ve 12 Uluslararası Kuruluşa Tıbbi Yardım Gönderdiğini Anımsattı.
“Yerli Aşımız TURKOVAC’ı Yakın Zamanda Milletimizle Birlikte Tüm İnsanlığın İstifadesine Sunacağımızı İfade Etmek İstiyorum.” Diyen Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütünün Güçlendirilmesi Ve Salgınlara Karşı Sözleşme Hazırlanması Girişimlerini Desteklediklerini Vurguladı.
“AFGAN HALKININ HUZURA KAVUŞMASINI TEMENNİ EDİYORUZ”
Kamu Sağlığının Korunması İle Sosyal Ve Ekonomik Hayatın Devamı Arasında Makul Bir Denge Kurulması Gerektiğine İşaret Eden Erdoğan, “Yaşadığımız Hadiseler Bize Bazı Gerçekleri Tekrar Hatırlatmaktadır. Sevinçlerimiz Gibi Hüzünlerimiz, Acılarımız Gibi Başarılarımız, Sorunlarımız Gibi Çözümlerimiz De Ortaktır.” Dedi.
“Ben Yaptım Oldu” Mantığıyla Hareket Edildiğinde, Bunun Faturasını Sadece Belli Başlı Ülkelerin Değil, Tüm İnsanlığın Ödediğini Dile Getiren Erdoğan, Şunları Kaydetti:
“Sahadaki Gerçekleri Ve Sosyal Dokuyu Dikkate Almayan Dayatmacı Yöntemlerle Meselelere Çözüm Üretilemeyeceği, En Son Afganistan’da, Hem De Çok Acı Bir Şekilde Görülmüştür. Afganistan Halkı, 40 Seneden Fazladır Süren İstikrarsızlık Ve Çatışmaların Sonuçlarıyla Baş Başa Bırakılmıştır. Siyasi Süreçten Bağımsız Olarak Afganistan’ın Uluslararası Camianın Yardımına Ve Dayanışmasına İhtiyacı Bulunuyor. Ülkede Bir An Önce Barış, İstikrar Ve Güvenliğin Tesis Edilerek, Afgan Halkının Huzura Kavuşmasını Temenni Ediyoruz. Türkiye Olarak, Bu Zor Günlerinde Afgan Halkına Karşı Kardeşlik Görevimizi Yerine Getirmeyi Sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de Tüm Dünyanın Gözlerinin Önünde Yüz Binlerce Kişinin Ölümüne, Milyonlarca Kişinin Yerlerinden Edilmesine Neden Olan İnsani Dramın 10’uncu Yılını Geride Bıraktığına Dikkati Çekerek, Türkiye’nin Bir Yandan 4 Milyona Yakın Suriyeliye Kucak Açarken, Bölgeyi Kana Ve Gözyaşına Boğan Terör Örgütlerine Karşı Da Sahada Mücadele Ettiğini Hatırlattı.
“SURİYE KRİZİNİN DEVAM ETMESİNE İZİN VEREMEZ”
DEAŞ’la Göğüs Göğüse Çarpışan Ve Bu Terör Örgütünü Hezimete Uğratan Tek NATO Müttefikinin Türkiye Olduğunu Anımsatan Erdoğan, Türkiye’nin Sahadaki Varlığıyla, PKK Terör Örgütünün Suriye’deki Uzantılarının İşlediği Katliam Ve Etnik Temizlik Faaliyetlerinin De Önüne Geçtiğini Söyledi.
Türkiye’nin Şehitler Verme Pahasına Yürüttüğü Çabalar Sonucunda Güvenli Hale Getirdiği Bölgelere, Şu Ana Kadar 462 Bin Suriyelinin Gönüllü Olarak Geri Dönüşünü Sağladıklarını Belirten Erdoğan, Aynı Şekilde, İdlib’deki Türkiye Varlığı Sayesinde, Milyonlarca İnsanın Hem Canının Kurtulduğunu Hem Yerinden Edilmesinin Önlendiğini Vurguladı.
“Uluslararası Toplum, Bir 10 Yıl Daha Suriye Krizinin Devam Etmesine İzin Veremez.” İfadesini Kullanan Erdoğan, Soruna, Suriye Halkının Beklentilerini Karşılayacak Şekilde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 Sayılı Kararı Temelinde Siyasi Bir Çözüm Bulunması İçin Daha Güçlü Bir İrade Ortaya Konulması Gerektiğinin Altını Çizdi.
“YENİ GÖÇ DALGALARINI KARŞILAMAYA NE İMKANIMIZ, NE DE TAHAMMÜLÜMÜZ VARDIR”
Suriye’nin Kuzeybatısına Türkiye Üzerinden Ulaştırılan BM İnsani Yardım Mekanizmasının 12 Ay Süreyle Uzatılmasını Memnuniyetle Karşıladıklarını Belirten Erdoğan, “Bu Konuda Sergilenen Uzlaşmacı Yaklaşımın, Siyasi Sürecin İlerletilmesi Ve Sığınmacıların Gönüllü, Güvenli Ve Onurlu Şekilde Geri Dönüşlerinin Sağlanması İçin De Ortaya Konulmasını Temenni Ediyoruz. Bölgedeki Terör Örgütleri Arasında Ayrım Yapılmasının, Bunların Taşeron Olarak Kullanılmasının Kabul Edilemez Olduğunu, Huzurlarınızda Tekrar İfade Etmek İstiyorum.” Diye Konuştu.
Son 10 Yılda Dünyanın Farklı Ülkelerinde Yaşanan Terör Eylemlerinin, Terörün Sadece Türkiye’nin Değil Tüm İnsanlığın Ortak Düşmanı Olduğunu Gösterdiğini Kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin Toprak Bütünlüğünü Ve Milli Güvenliğimizi Tehdit Eden Terör Örgütleriyle Mücadelemiz Kararlılıkla Sürecektir. Ülkemizde, Suriyeliler Dışında Da Sayıları 1 Milyonu Aşan Çeşitli Statülerde Göçmen Vardır.” Bilgisini Verdi.
Afganistan’daki Gelişmeler Sebebiyle Son Dönemde, Bu Ülkeden De Göç Akını İhtimaliyle Karşı Karşıya Olunduğunu Kaydeden Erdoğan, “Suriye Krizinde İnsanlık Onurunu Kurtaran Bir Ülke Olarak, Artık Yeni Göç Dalgalarını Karşılamaya Ne İmkanımız Ne De Tahammülümüz Vardır. Adil Yük Ve Sorumluluk Paylaşımı Temelinde, Tüm Paydaşların Bu Konuda Üzerine Düşeni Yapmasının Vakti Çoktan Gelmiştir. Artık 1951 Cenevre Sözleşmesini Ve Uluslararası İnsani Hukuku Aşındıranlara Karşı Somut Bir Tavır Ortaya Konulmalıdır.” İfadelerini Kullandı.
“MEŞRU HÜKÜMETİN YANINDA DURULMASI ÇAĞRIMI TEKRARLIYORUM”
Libya’da Uluslararası Meşruiyete Verilen Güçlü Destek Sayesinde Ateşkesin Tesis Edildiğini Ve Ardından Da Başkanlık Konseyi Ve Milli Birlik Hükümeti Kurulduğunu Hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şöyle Devam Etti:
“Milli Birlik Hükümetinin, Kamu Hizmetlerinin Sağlanması, Tüm Kurumların Birleştirilmesi Ve Seçimlerin Zamanlıca Düzenlenmesi Çabalarına Destek Vermeye Devam Edeceğiz. Uluslararası Topluma Libya’nın Tüm Bölgelerini Temsil Eden Meşru Hükümetin Yanında Durulması Çağrımı Tekrarlıyorum. Bölgemizde İstikrarsızlığı Körükleyen, Barış Ve Güvenliği Tehdit Eden En Önemli Sorunlardan Biri De İsrail-Filistin İhtilafıdır. Filistin Halkına Yönelik Zulüm Sürdükçe, Orta Doğu’nun Kalıcı Barış Ve İstikrara Kavuşması Mümkün Değildir. Bunun İçin İşgal, İlhak Ve Yasa Dışı Yerleşim Politikalarına Mutlaka Ve Derhal Son Verilmelidir. Kudüs’ün 1947 Tarihli Birleşmiş Milletler Kararına Dayanan Uluslararası Statüsüne, Harem-İ Şerif’in Mahremiyetine Ve Filistin Halkının Haklarına Yönelik İhlallere Karşı Durmayı Sürdüreceğiz. Barış Süreci Ve İki Devletli Çözüm Vizyonu, Daha Fazla Gecikmeksizin Yeniden Canlandırılmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1967 Sınırları Temelinde, Özellikle Başkenti Kudüs Olan, Bağımsız Ve Coğrafi Bütünlüğe Sahip Bir Filistin Devleti’nin Kurulmasının, Öncelikli Hedefleri Arasındaki Yerini Koruduğunu Belirtti.
“AZERBAYCAN, ÖZ TOPRAKLARINDAKİ İŞGALİ SONA ERDİRMİŞTİR”
Kafkasya’daki İstikrar Bakımından Yakın Dönemde Önemli Adımların Atıldığını Hatırlatan Erdoğan, “Azerbaycan, Meşru Müdafaa Hakkını Kullanarak, Güvenlik Konseyi’nin Yıllardır Uygulanmayan Kararlarına Konu Olan Öz Topraklarındaki İşgali Sona Erdirmiştir. Bu Gelişme, Bölgede, Kalıcı Barış Adına Yeni Fırsat Pencerelerinin Açılmasına Da İmkan Sağlamıştır.
Tarafların Atacağı Her Olumlu Adımı Desteklemek Kararındayız. İlhakını Tanımadığımız Kırım Dahil, Ukrayna’nın Toprak Bütünlüğünün Ve Egemenliğinin Korunmasına Önem Veriyoruz.” İfadelerini Kullandı.
Çin’in Toprak Bütünlüğü Perspektifinde Müslüman Uygur Türklerinin Temel Haklarının Korunması Hususunda Daha Çok Çaba Gösterilmesi Gerektiğine İnandıklarını Belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keşmir’de 74 Yıldır Süregelen Sorunun, Taraflar Arasında Diyalog Yoluyla Ve İlgili BM Kararları Çerçevesinde Çözülmesinden Yana Olan Tavırların Sürdüğünü İfade Etti.
Bangladeş Ve Myanmar’daki Kamplarda Zor Şartlarda Yaşayan Rohingya Müslümanlarının Anavatanlarına Güvenli, Gönüllü, Onurlu Ve Kalıcı Şekilde Geri Dönüşlerinin Sağlanmasına Da Destek Verdiklerini Bildiren Erdoğan, Şunları Kaydetti:
“Kıbrıs Meselesinde Adil, Kalıcı Ve Sürdürülebilir Çözüm, Ancak Sonuç Odaklı, Gerçekçi Bir Yaklaşımla Mümkündür. BM’nin Eşit Olarak Kabul Ettiği Ada’daki İki Halktan Birinin Lideri Sizlere Hitap Edebilirken, Diğer Liderin Bu Platformda Sesini Duyuramaması Adil Değildir. Çözüm İçin Ada’nın Asli Unsuru Olan Kıbrıs Türk Halkının Egemen Eşitliğinin Ve Eşit Uluslararası Statüsünün Tescil Edilmesi Gerekiyor. Kıbrıs Türk Halkının Ortaya Koyduğu Yeni Çözüm Vizyonunu Destekliyoruz. Buradan, Uluslararası Topluma Kıbrıs Türklerinin Görüşlerini Açık Fikirlilikle Ve Önyargısız Bir Şekilde Değerlendirme Çağrısında Bulunuyorum. Doğu Akdeniz’deki Sükunet Ortamının Devamı Ortak Çıkarımızadır. Deniz Yetki Alanlarının Paylaşımına İlişkin Sorunların Uluslararası Hukuk Ve İyi Komşuluk İlişkileri Çerçevesinde Çözülmesini Temenni Ediyoruz. Bunun İçin Öncelikle Doğu Akdeniz’de En Uzun Kıyıya Sahip Türkiye’yi Bölgede Yok Sayan Anlayıştan Vazgeçilmesi Şarttır. Diyalog Ve İş Birliği İçin Bölgedeki Tüm Aktörlerin Yer Alacağı ‘Doğu Akdeniz Konferansı’ Düzenlenmesi Önerimiz Hala Masadadır.”
“TÜRKİYE, HAKKANİYETLİ BİR DÜNYA YOLUNDA ATILAN HER ADIMIN YANINDA OLMUŞTUR”
Benzer Şekilde Ege Denizi’ndeki Sorunların Da Yine İkili Diyalogla Çözülmesi Gerektiğine İnandıklarını Belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği’ne Üyelik Sürecindeki Kararlılığımızı Da Sürdürüyoruz. Afrika İle Yüzyıllara Dayanan Köklü Bağlarımızdan Aldığımız Güçle Bugün De Kıtayla Ve Afrika Birliği İle Dayanışma İçindeyiz.” Dedi.
Bu Anlayışla Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesinin Gelecek Dönemde Türkiye’de Yapılması İçin Gerekli Çalışmaları Sürdürdüklerini İfade Eden Erdoğan, “Yeniden Asya Girişimimizle De Türkiye’nin Avrupa İle Asya Arasındaki Birleştirici Konumunu Pekiştiriyoruz. Aynı Şekilde Latin Amerika Ve Karayipler Bölgesiyle İkili Ve Çok Taraflı Platformlarda İlişkilerimizi Geliştirmeye Büyük Önem Veriyoruz. Türkiye, Herkes İçin Daha Güvenli, Huzurlu, Müreffeh, Hakkaniyetli Bir Dünya Yolunda Atılan Her Adımın Yanında Olmuştur, Bundan Sonra Da Olmaya Devam Edecektir.” Diye Konuştu.
Erdoğan, Dünyanın, Üzerindeki Milyonlarca Canlı Türüne Kucak Açarken Bu Cömertliğinin Karşılığında, Sadece Tabiatın Dengesine Saygı Duyulmasını İstediğini Belirterek, İnsanoğlunun Tarih Boyunca Sürdürdüğü Gelişme Ve Kalkınma Arayışında Dünyanın Sunduğu Kaynakları Hoyratça Kullandığını Söyledi.
Asırlardır Devam Eden Bu Sürecin Sonunda Tabiatın Kendi Dengesi Dışında, Tamamen İnsanoğlunun Yol Açtığı Tehditlerle Karşı Karşıya Bulunduğuna İşaret Eden Erdoğan, Şöyle Konuştu:
“İklim Değişikliği, Hava Kirliliği, Su Ve Gıda Güvenliği, Biyoçeşitliliğin Kaybı Gibi Başlıklar Altında Toplayabileceğimiz Sorunlar, İnsanlığın Geleceğini Belirsizliğe Atacak Boyuta Ulaşmıştır. Bu Başlıklardan İklim Değişikliği, Çevre Sorunu Olmanın Ötesinde Telafisi İmkansız Sonuçlara Yol Açması Bakımından, Üzerinde Özellikle Durulması Gereken Bir Konudur. Sanayi Öncesi Döneme Kıyasla Yüzde 50 Artış Gösteren Karbondioksit, Metan, Azot Oksit Gibi Sera Gazları, Dünyamızın Adeta Ateşini Yükseltiyor. Nitekim Bir Süredir Dünyanın Her Tarafında, Sanayi Öncesi Döneme Göre 1,1 Santigrat Derece Artış Gösteren Sıcaklığın Yol Açtığı Afetler Yaşanıyor. Asya Ve Avrupa’da Seller, Amerika’da Kasırgalar, Afrika’da Kuraklık, Akdeniz Çanağında Yangınlar, Grönland’ın Zirvesine Yağmur, Çöllere Kar Yağması Gibi Alışık Olmadığımız Hadiselerle Karşılaşıyoruz. Bu Afetler, Çevreye Ve Ekosisteme Verdiği Zararlar Yanında, İnsanların Can Ve Mal Güvenliğini De Tehdit Ediyor.”
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN EN BÜYÜK ETKİSİ BÜYÜK ŞEHİRLERİN MERKEZİNDE YAŞAYAN NÜFUSLAR ÜZERİNDE GÖRÜLECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pek Çok Yerde İnsanların Toplu Olarak Başka Yerlere Gitmeye, Göç Etmeye Hazırlandığına Dikkati Çekerek, “Halbuki Dünya Henüz Suriye Ve Afganistan Gibi Çatışma Kaynaklı Kriz Bölgelerinin Yol Açtığı Mülteci Meselesine Çözüm Bulamadı. Böyle Bir Dönemde, Kuraklık, Gıda Sıkıntısı, Hava Olayları Gibi Sebeplere Dayalı Yüzlerce Milyonluk Göçlerle Nasıl Baş Edileceği Meçhuldür. İklim Değişikliğinin En Büyük Etkisi Büyük Şehirlerin Merkezinde Yaşayan Nüfuslar Üzerinde Görülecektir. Mesela İçinde Bulunduğumuz New York Şehri, Sadece İki Hafta Arayla Maruz Kaldığı Dev Kasırgaların Yol Açtığı Ve Her Biri Ancak 500 Yılda Bir Görülebilen Yağışlar Yüzünden Zor Günler Geçirmiştir. Avrupa’nın Batısını Etkileyen Yağışların Sebep Olduğu Yıkımlar, Hala Onarılamamıştır.” İfadelerini Kullandı.
Türkiye Olarak Bu Konuda En Hızlı Ve Etkin Çözümler Üreten Ülke Olunmasına Rağmen, Oldukça Sıkıntılı Günler Yaşandığını Vurgulayan Erdoğan, “Dünyadaki Altyapının Önemli Bir Bölümü Son İki Asrın Ürünüdür. İklim Değişikliğinin Yol Açtığı Değişimleri Bu Altyapıyla Karşılayabilmek Mümkün Değildir. Küresel Sıcaklık Artışının Devam Etmesi, Dolayısıyla Daha Yoğun Yağışların Gelecek Olması Hepimizi Yeni Arayışlara Yöneltmelidir. Mesela, Şehir Planlamalarının Artık İklim Değişiklinin Yol Açtığı Sonuçlar Göz Önünde Bulundurularak Yapılması Zorunlu Hale Gelmiştir. En Önemli Karbon Yutak Alanları Arasında Yer Alan Ormanların, Bir Yandan Arazi Kullanımıyla, Diğer Yandan Yangınlarla Yok Olmaya Yüz Tutması, Dünyamızı Bekleyen Bir Diğer Tehlikedir.” Değerlendirmesini Yaptı.
Erdoğan, Sıcaklık Artışının Etkilediği Bir Diğer Alanın Da Denizler Olduğuna İşaret Ederek, Genleşen Su Ve Eriyen Buzulların, Deniz Seviyelerini Son Bir Asırda 20 Santimetre Yükselttiğini Vurguladı.
Bu Rakamın, “Dünyanın Son 3 Bin Yılındaki En Hızlı Artışı” İfade Ettiğini Aktaran Erdoğan, “Şayet Etkin Önlemler Alınmaz Ve Sera Gazı Emisyonları Artmayı Sürdürürse, Yüzyılımızın Sonunda Deniz Seviyelerinin 1 Metreden Fazla Yükselmesi Bekleniyor. Böyle Bir Yükseliş, Kıyı Şehirlerinin Ve Ada Devletlerinin Önemli Bölümünün Haritalardan Silinmesi Demektir. Tabii Bu Durum Beraberinde Yeni Ve Devasa Kitlelerden Oluşan Göç Dalgalarını Da Getirecektir. Dikkatinizi Çekmek İstiyorum, Saydığım Tüm Bu Sorunlar Sadece Sıcaklıktaki 1,1 Santigratlık Artışla Ortaya Çıkmıştır. Bu Artış 1,5 Santigrata, 2 Santigrata Ve Daha Fazlasına Yükseldiğinde Nelerle Karşılaşabileceğimizin Takdirini Sizlere Bırakıyorum.” Diye Konuştu.
“ÜLKELERİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tüm Bu Gelişmeler Üzerine, Dünya Devletleri Olarak, İklim Değişikliğiyle Mücadele İçin 2015’te Bir Araya Gelerek, Paris İklim Anlaşmasında Mutabık Kalındığını Anımsattı.
Anlaşmanın, Yüzyılın Ortasına Kadar Küresel Sıcaklık Artışını 1,5 Derece İle Sınırlı Tutulmasını Hedeflediğine İşaret Eden Erdoğan, “Ancak Gidişat, Tedbir Alınmadığı Takdirde, Bunun Çok Da Mümkün Olmadığına İşaret Ediyor. Bunun İçin Öncelikle Ve En Çok Da İklim Değişikliğine Yol Açan Sorunların Ortaya Çıkmasında Tarihi Sorumluluğu Olan Ülkelerin Elini Taşın Altına Koyması Şarttır.” İfadelerini Kullandı.
“BU DEFA KİMSENİN, ‘BEN GÜÇLÜYÜM, FATURA ÖDEMEM’ DEME HAKKI YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
“Koronavirüs Salgınının Önüne, Geliştirilen Aşılarla Geçmek Belki Mümkün Olabilecek. Ama İklim Değişikliği Konusunda Böyle Bir Laboratuvar Çözümü Bulunabilmesi Söz Konusu Değildir. İşte Bunun İçin Her Fırsatta Dile Getirdiğimiz ‘Dünya 5’ten Büyüktür’ Tespitini, İklim Değişikliği Hususunda Da Tekrarlıyoruz. Tabiata, Havamıza, Suyumuza, Toprağımıza, Yeryüzüne Kim En Çok Zararı Verdiyse, Doğal Kaynakları Kim Vahşice Sömürdüyse, İklim Değişikliğiyle Mücadeleye En Büyük Katkıyı Da Onlar Yapmalıdır. Geçmişten Farklı Olarak Bu Defa Kimsenin, ‘Ben Güçlüyüm, Fatura Ödemem’ Deme Hakkı Yoktur. Çünkü İklim Değişikliği, İnsanoğluna Oldukça Adil Davranıyor. Avrupalı-Asyalı, Amerikalı-Afrikalı, Zengin-Fakir Farkı Dinlemeden Herkese Aynı Muameleyi Yapıyor.”
“PARİS İKLİM ANLAŞMASI’NI ÖNÜMÜZDEKİ AY MECLİSİMİZİN ONAYINA SUNMAYI PLANLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepimize Düşen Görev, Bu Tehdit Karşısında, Hakkaniyete Dayalı Bir Yük Paylaşımıyla Tedbirlerimizi Almak, Yükümlülüklerimizi Süratle Yerine Getirmektir.” Diye Konuştu.
Türkiye Olarak Bu Anlayışla Hareket Ettiklerini Vurgulayan Erdoğan, Şunları Kaydetti:
“Paris İklim Anlaşmasına İlk İmza Atan Ülkelerden Biriyiz. Ancak, Yükümlülüklerle İlgili Adaletsizlikler Sebebiyle Henüz Bu Anlaşmayı Yürürlüğe Koymamıştık. Son Dönemde Bu Çerçevede Kaydedilen Mesafenin Ardından Aldığımız Kararı, Buradan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan Tüm Dünyaya Duyurmak İstiyorum. Paris İklim Anlaşması’nı, Atılacak Yapıcı Adımlara Uygun Şekilde Ve Ulusal Katkı Beyanımız Çerçevesinde, Önümüzdeki Ay Meclisimizin Onayına Sunmayı Planlıyoruz. Glasgow’da Yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansından Önce, ‘Karbon Nötr’ Hedefli Anlaşmanın Onay Aşamasını Tamamlamayı Düşünüyoruz. Yatırım, Üretim, İstihdam Politikalarımızda Köklü Değişikliğe Yol Açacak Bu Süreci, 2053 Vizyonumuzun Ana Unsurlarından Biri Olarak Kabul Ediyoruz.”
“TÜRKİYE, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇEVRENİN KORUNMASI HUSUSLARINDA DA ÜZERİNE DÜŞENLERİ YAPACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de İklim Değişikliğiyle İlgili Atılan Diğer Adımlara Da İşaret Ederek, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına Uyum İçin Gereken Eylem Planının Hazırlanıp, Geçen Aylarda Devreye Alındığını Belirtti.
Eşi Emine Erdoğan Öncülüğünde Yürütülen “Sıfır Atık” Projesiyle, Geri Kazanım Oranını 3 Yılda 9 Puan Artırdıklarına Dikkati Çeken Erdoğan, “Orman Varlığımızı 20,8 Milyon Hektardan Yaklaşık 23 Milyon Hektara Yükselterek Yutak Alanlarımızı Çoğalttık. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Üretiminde Kurulu Gücümüz İçindeki Payını Yüzde 53’e Çıkardık.” Bilgisini Paylaştı.
Erdoğan, Sanayiyi Temiz Üretim Faaliyetlerine Uygun Şekilde Yapılandıracak Adımların Uzunca Bir Süredir Teşvik Edildiğini Anımsatarak, Bu Çalışmaları, Gereken Finansman Desteğini Alarak Daha İleriye Taşıma Konusunda Kararlı Olduklarının Altını Çizdi.
“Küresel Hiçbir Soruna, Krize, Çağrıya Kayıtsız Kalmayan Türkiye, İklim Değişikliği Ve Çevrenin Korunması Hususlarında Da Üzerine Düşenleri Yapacaktır.” Diyen Erdoğan, Karşı Karşıya Kalınan Tüm Zorluklara Rağmen Daha Adil Bir Dünyanın Mümkün Olduğu İnancını Taşıdıklarını Vurguladı.
Erdoğan, Birleşmiş Milletleri, Bu Doğrultuda Tüm İnsanlığı İlgilendiren Meselelerin Çözümü İçin Yegane Platform Olarak Görmeyi Sürdürdüklerinin Altını Çizerek, BM Binasının Hemen Karşısında Yer Alan Ve Açılışı Dün Yapılan Yeni Türkevi’nin De Birleşmiş Milletler Sistemine Olan Güvenin Bir İfadesi Olduğunu Dile Getirdi.
“BARIŞ, İSTİKRAR, REFAH VE MUTLULUK İÇİNDE BİR DÜNYAYI BERABERCE İNŞA EDEBİLİRİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki En Büyük Beş Diplomatik Ağdan Birine Sahip Bir Ülke Olarak, Geniş Bir Coğrafyada, Vicdanlı Ve Adil Çözümler İçin Sahada Ve Masada Güçlü Şekilde Varlık Gösteriyoruz. Barış, İstikrar, Refah Ve Mutluluk İçinde Bir Dünyayı Beraberce İnşa Edebiliriz.” Diye Konuştu.
Erdoğan, BM’nin 76’ncı Genel Kurul Çalışmalarının Başarıyla Geçmesi Temennisinde Bulundu.
TEKNOFEST BAŞKANI BAYRAKTAR: TEKNOFEST YILMADAN AZİMLE ÇALIŞAN MİLLETİMİZİN ASİL RUHUDUR