33,2309$% 0.34
36,2864€% 1.28
2.608,03%0,23
4.231,00%0,63
10.473,47%-3,01
1963135฿%-1.9886
91455Ξ%-4.87433
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Makroekonomik İstikrarı Güçlendirmeye Yönelik Politikalarımızla Enflasyonu Düşük Tek Haneli Seviyelere Kalıcı Olarak İndirmekte Kararlıyız.” Dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi İle 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin Tümü Üzerinde Yapılan Konuşmaların Ardından, Hükümet Adına Soru, Görüş ve Eleştirilere Yanıt Verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Liderliğinde Bugüne Kadar Her Şartta Olduğu Gibi Salgın Şartlarında da Millete Hizmetlerle Dolu Bir Yıl Geçirildiğini Belirten Oktay, “Bugün Sayın Kılıçdaroğlu’nun Kendi İfadesiyle Güzel Bir Şey Duyduk: ‘Sağlık Kurumlarımız Ve Çalışanlarımız Üzerinden Olsa Bile…’ Yani Dolaylı Olsa Bile Sağlık ve Covid-19 Mücadelemizi Teyit Etmiş Olduğunu Gördük. Bunu Kabul Ettiklerini Gördük. Bir Defa da Olsa Önemli Bir Gelişmedir. Bazen Hakkı Teslim Etmek Önemli.” Diye Konuştu.
Milletin ve Milli İradenin Temsilcisi Meclisin Desteğiyle Tüm Engelleri Birer Birer Aşarak Bugünlere Gelindiğini Söyleyen Oktay, Bu Yıl İçinde Hidroelektrik Santrallerinden Şehir Hastanelerine, Büyük Otoyol Projelerinden Teknoloji Merkezlerine Pek Çok Yeni Dev Eserin Açılışını Gerçekleştirdiklerini, Fatih Sondaj Gemisi’nin 405 Milyar Metreküplük Doğal Gaz Rezervi Keşfinin Mutluluğunu 83 Milyonun Hep Birlikte Hissettiğini Dile Getirdi.
Oktay, “Salgın Döneminde Dahi Ekim Ayı İhracatının Cumhuriyet Tarihinin En Yüksek Rakamına Ulaşmasıyla Sanayi Üretimi Artışında Dünya İkincisi Oluşumuzla Yine Hep Birlikte Gurur Duyduk.” Dedi.
Türkiye’nin Bir Taraftan Salgınla Mücadele Ederken 156 Farklı Ülkenin ve 11 Uluslararası Kuruluşun İmdadına Yetiştiğinin Altını Çizen Oktay, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
“Dünyanın 141 Farklı Ülkesinde Geçici Süreyle Bulunan 100 Bini Aşkın Vatandaşımızı En Hızlı Şekilde Ülkemize Getirdik. Bunun Anlamı Şuydu. ‘Ben Bulunduğum Ülkede Yeterli Hizmeti Alamıyorum. Bu Ülkenin Adı Amerika, İngiltere, İtalya, İspanya, Rusya, Çin de Olsa ‘Ben Yeterli Hizmeti Almak İçin Ülkeme Gelmek İstiyorum’ Diyen 100 Bin İnsan… Bununla Hep Birlikte Gurur Duyalım. Bunun Yanında 67 Farklı Ülkeden 5 Bin 500 Kişinin de Ülkelerine Dönebilmelerini Sağladık.
Bu Süreçte Sayın Cumhurbaşkanımız, Dünya Liderleriyle Çok Sayıda Telefon ve Telekonferans Görüşmesi Yaparak Bölgemizdeki ve Küresel Düzeydeki Meselelere Türkiye’nin Kararlı Duruşunu Bizzat Kendisi Yansıttı. Dışişleri, İlgili Kurumlar, Bizler Başta Olmak Üzere, Bunları Birinci Elden Muhataplarımıza Yansıttık. Özellikle Suriye, Doğu Akdeniz, Libya ve Azerbaycan İle İlgili Konularda Ülkemiz Söz Sahibi Oldu ve Diplomasi Kanalları Etkin Şekilde Kullanıldı. Yani Hem Sahada Hem Masada Güçlü Bir Türkiye’yi Yansıttık, Bundan da Yine Hep Birlikte Gurur Duyalım. Bölgemizde Yeni Çatışmalar ve İnsani Trajedilerin Yaşanmaması İçin Elimizden Geleni Yapacağımızı ve Sınırlarımızın Güvenliği Konusunda da Asla ve Asla Geri Adım Atmayacağımızı Hükümet Olarak Her Platformda Açıkça Dile Getirdik ve Bunun Gereğini de Yaptık.
Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İle İlgili Meselelerde Türkiye’nin Dışlandığı ve Kıbrıs Türkleri’nin Hak ve Çıkarlarını Gözetmeyen Hiçbir Senaryonun Hayata Geçme İhtimali Olmadığını Bütün Dünyaya İlan Ettik. Bundan da Gurur Duyalım. Başarılarımızın Arkasında Milletimizin Sergilediği Sağlam Birlik ve Beraberlik İle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle En İyi Şekilde İşleyen Devletimizin, Tüm Kurumlarıyla Ahenk İçinde Çalışması Vardır.”
Oktay, “Dünyanın İçinden Geçtiği Bu Kritik Dönemde Üstlenmiş Olduğumuz Tarihi Sorumluluğun Farkındayız ve Atılması Gereken Adımların Bilincindeyiz. Geleceğimize Daha Güvenle Bakacağımız Daha Müreffeh Bir Türkiye İçin Durmadan, Duraksamadan Ahenk İçinde Çalışmaya Devam Edeceğiz.” Dedi.
“AK PARTİ FARKI”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, İktisadi Büyümenin Covid-19 Gibi Küresel Bir Salgın Döneminde Dahi Negatife Düşmediğini ve Hatta Hız Kesmediğini Dile Getirerek, Yılın Üçüncü Çeyreğinde Ekonomik Faaliyette Başlayan Canlılığın, Yep Hedefi Olan Yüzde 0,3 Oranındaki Büyüme Oranının Aşılabileceğine İşaret Ettiğini Söyledi.
Covid-19 Salgınına Yönelik Önlemlerin Hafifletildiği Haziran Ayından İtibaren Sanayi Üretiminde Yüksek Artışlar Kaydedildiğini Belirten Oktay, Toplam Sanayi Üretim Endeksinin Üçüncü Çeyrekte Bir Önceki Yılın Aynı Çeyreğine Göre Yüzde 8,4 Oranında Artış Gösterdiğini Anımsattı.
Oktay, Salgına Rağmen Nisan Ayında 8 Milyar 971 Milyon Dolar Olan İhracatın Hemen Her Ay Artış Gösterdiğine ve Ekim Ayında 17 Milyar 329 Milyon Dolar Seviyesine Ulaştığına İşaret Ederek, “Böylece İhracatımız, Salgın Öncesi Seviyelerini de Aşarak, 2020 Yılının En Yüksek İhracat Değerine Ulaşmıştır.” Dedi.
Gün İçinde Yapılan Değerlendirmelerde Türkiye’nin Geçmişten Bugüne Gelişmekte Olan Ülkelere Benzer Bir Büyüme Performansı Gösterdiğinin Aktarıldığını Hatırlatan Fuat Oktay, “Evet, Belirtildiği Üzere Türkiye 1986-2002 Yılları Arasında da 2002-2019 Yılları Arasında da Gelişmekte Olan Ülkelerle Uyumlu Bir Büyüme Performansı Göstermiştir. Fakat Arada Şöyle Bir Fark Var: 1986-2002 Arasındaki Büyüme Ortalama Yüzde 66,6 Enflasyon İle Yaşanmışken, AK Parti Döneminde Benzer Performans Ortalama Yüzde 10 Civarında Bir Enflasyonla Hayata Geçirilmiştir. AK Parti Farkı da Buradadır.” Değerlendirmesinde Bulundu.
“BİLİNÇLİ, ÖNGÖRÜLÜ VE KARARLI EKONOMİ POLİTİKALARI”
Türkiye’nin, 2023 Hedeflerinin Açıklanmasından Sonra Gezi Olayları, Suriye Sorunu, 17-25 Aralık Yargıda Darbe Girişimi, Çeşitli Terör Saldırıları, 15 Temmuz Darbe Girişimi, Ülkenin Yükselişini Engellemeye Yönelik Dış Politika Gerginlikleri Gibi Ekonomiye Yönelik Belirsizlikleri Artıran Pek Çok İç ve Dış Gelişmeyle Karşı Karşıya Kaldığını Anlatan Oktay, Bu Nedenle, 11. Kalkınma Planı’nda Uzun Dönemli Hedeflerin Belirli Oranlarda Revize Edilmesi Gerektiğini Bildirdi.
Küresel Şokların En Belirgini Olan Covid-19 Salgınının Başladığı Dönemde Vatandaşın Salgından Ekonomik ve Sosyal Anlamda En Az Şekilde Etkilenmesine Dair Tedbirleri Hızla Alarak Hayata Geçirdiklerini Vurgulayan Oktay, “Bu Tarz Şoklar, 2023 Hedeflerine Ulaşılması Yönünde Engel Teşkil Ediyor Gibi Görünse de Plan Hedeflerinin Ulaşılmasına Yönelik Ekonomimizin Uzun Vadeli Perspektifi 11. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve Yıllık Programlar Başta Olmak Üzere Tüm Üst Politika Dökümanlarında Açık Bir Şekilde Yer Almaktadır. Bu Çerçevede Hazırladığımız Program Ve Bütçelerimizle, Günübirlik Değil, Bilinçli, Öngörülü ve Kararlı Bir Biçimde Ekonomi Politikalarımıza Yön Veriyoruz.” Diye Konuştu.
“ADIMLARIMIZI YAPISAL REFORMLAR İLE DESTEKLEYECEĞİZ”
Satın Alma Gücü Paritesi Cinsinden 2002 Yılında Kişi Başına Milli Gelirin AB Ortalamasına Oranının Sırasıyla Yüzde 38,2 İken, 2019 Yılında Bu Değerlerin Yüzde 61,2 Olarak Gerçekleştiğini Anlatan Oktay, Şöyle Devam Etti:
“Bu Oranların 2020 Yılında Yüzde 65,2’ye Yükseleceği, Yep Döneminde Yakınsama Sürecinin Hızlanması ve Satın Alma Gücü Paritesi Cinsinden Milli Gelirimiz İle Kişi Başına Milli Gelirimizin Dönem Sonunda AB Ortalamasına Oranının Yüzde 67,7 Olması Öngörülmektedir. Aynı Yakınsama Göstergesi ABD’ye Göre Hesaplandığında İse 2019 Yılındaki Yüzde 43,9 Oranından Dönem Sonunda Sırasıyla Yüzde 47,1’e Yükseleceği Öngörülmektedir.
2010 Referandumundan Bu Yana Ülkemizin Fakirleştiği Yönünde Bir Eleştiri Vardı. Gelir Dağılımındaki Adaletsizliği Ölçen Gini Katsayısı 2010 Yılındaki 0,402 Seviyesinden 2019 Yılında 0,395’e Gerilemiştir. Eş Değer Hane Halkı Kullanılabilir Fert Medyan Gelirin Yüzde 60’ı Baz Alınarak Tüik Tarafından Hesaplanan Göreli Yoksulluk 2010’da Yüzde 23,8 İken Bu Oran 2019’da Yüzde 21,3’e Gerilemiştir. En Yüksek Gelire Sahip Yüzde 20’lik Nüfus Kesiminin Gelirinin En Düşük Gelire Sahip Yüzde 20’lik Nüfus Kesiminin Gelirine Oranı 2010 Yılında 8 İken Bu Katsayı 2019 Yılında 7,4’e Gerilemiştir. Bu Göstergeler, Yöneltilen Mesnetsiz Eleştirileri Boşa Çıkartmakta, Gelir Dağılımın Söylendiği Şekilde Geriye Gitmediğini İfade Etmektedir.
Ekonomi Politikalarında Güven ve Kredibiliteyi Artırmak Üzere Para ve Maliye Politikaları Arasındaki Eşgüdümü Daha da Güçlendiriyor, Ekonomi Yönetiminde Kurumsal Kapasitenin Artırılması ve Kuralların Etkili Bir Biçimde İşletilmesi İçin Gerekli Altyapıyı Sağlamlaştırıyoruz. Ayrıca, Ekonomi Politikalarını İlgili Tüm Tarafların Katkısını Alarak İstişareye Dayalı ve Daha Katılımcı Bir Anlayışla Oluşturuyoruz. Nitekim, Bakanlarımız Son Haftalarda Sivil Toplum Kuruluşları İle İstişare Toplantıları Gerçekleştirdi, Önümüzdeki Günlerde de Benzeri Toplantıları Toplumun Çeşitli Kesimlerini Temsil Eden Diğer Sivil Toplum Kuruluşları İle Gerçekleştirecektir.
Enflasyon İle Mücadeleyi Önceliklendirerek Makroekonomik İstikrarı Güçlendirmeye Yönelik Politikalarımızla Enflasyonu Düşük Tek Haneli Seviyelere Kalıcı Olarak İndirmekte Kararlıyız. Merkez Bankamız Bu Yönde Gerekli Adımları Atarak Kararlı Duruşunu Gösterdi. Önümüzdeki Dönemde de Merkez Bankası Fiyat İstikrarına Yönelik Olarak Gerekli Bütün Araçları Bağımsız Şekilde Kullanmaya Devam Edecektir. Fiyat İstikrarının Sağlanmasına Destek Olmak Üzere Mali Disiplini Güçlendirecek, Kamu Finansmanının Kalitesini Artıracağız. Kamu Eliyle Yönetilen ve Yönlendirilen Fiyatlarda Olabildiğince Temkinli Davranmaya Dikkat Edeceğiz. Bu Adımlarımızı Yapısal Reformlar İle Destekleyeceğiz. Yapısal Sorunlara Bütüncül Bir Yaklaşımla Eğilerek Daha Etkili Sonuçlar Almayı Başaracağız.”
Oktay, Adalet Hizmetlerinde Altyapı, Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı, Yargıda Dijitalleşme ve Dinamik Mevzuat Değişiklikleri Gibi Alanlarda Önemli Reformlara İmza Attıklarını Söyledi.
Geçtiğimiz Süreçte Anayasa ve Başta Temel Yasalar Olmak Üzere Gerçekleştirilen Değişikliklerle Birçok Yeniliğin Kazandırıldığını Belirten Oktay, Kişisel Verilerin Korunması, Çocuk Haklarının Anayasal Koruma Altına Alınması, Sendikal Özgürlüklerin Geliştirilmesi, Kamu Görevlilerine Toplu Sözleşme Yapma Hakkının Getirilmesi, Bilgi Edinme ve Bireysel Başvuru Hakkı Gibi Sosyal ve Demokratik Haklara Odaklı Yeniliklerin Anayasal Bir Zeminde Hayata Geçirildiğini Bildirdi.
“Yeni Mevzuat Çalışmalarıyla Altyapı Yatırımlarıyla Kurumların Yapısal ve Teknolojik Dönüşümüyle Artan Yargı Mensubu ve Personel Sayısıyla Sürekli Eğitim Perspektifiyle ve Güçlenen Mahkemeler Teşkilatıyla Büyük Bir Dönüşümü Gerçekleştiriyoruz ve Halen de Bu Sürecin İçinden Geçiyoruz.” Diyen Oktay, Hakim, Savcı ve Personel Sayısını Yüzde 177 Oranında Artırarak Yargıda İnsan Kaynağı Kapasitesini Güçlendirdiklerini Kaydetti.
Oktay, Mahkeme Sayısını Adli Yargıda Yüzde 83, İdari Yargıda Yüzde 38 Artırarak Mahkemelerle İlgili Teşkilatı Yaygınlaştırdıklarını Dile Getirerek, Şöyle Konuştu:
“Burada Altını Çizerek Belirtmek İsterim; Yargı Yetkisinin Kullanımı Ancak ve Ancak Yargıya Aittir. Yargı, Hiçbir Kişi, Kurum Veya Merciden Emir, Talimat, Tavsiye Ya da Telkin Almaz ve Böyle Bir Şey de Asla Yoktur. Yargının Kurumsal Varlığı Hukuk Devleti ve Hukukun Üstünlüğünü Gerçekleştirmenin, Korumanın da Güvencesidir; Böyle Olmaya da Devam Edecektir.”
Uyuşmazlıkların Arabuluculuk ve Uzlaştırma Yollarıyla Mahkeme Süreci Öncesinde Kısa Sürede ve Daha Az Masrafla Dostane Yöntemle Çözülmesini Sağladıklarını Dile Getiren Oktay, 1 Ocak 2019’da Yürürlüğe Giren Türk Ticaret Kanunu Değişikliğiyle Bazı Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Açılmadan Önce Arabulucuya Başvurulmuş Olmasını Dava Şartı Yaptıklarını Söyledi.
“YÜZDE 54’Ü HIZLI ŞEKİLDE ÇÖZÜME KAVUŞTU”
Oktay, Bu Kapsamda Arabulucuya Giden Dosyaların Yüzde 54’ünün Hızlı Şekilde Çözüme Kavuştuğunu Bildirdi.
İddianamenin İadesi veya Kabulü, Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Uzlaşma Gibi Yeni Hukuk Müesseselerini Getirerek İş Yükünün Azalmasını ve Vatandaşların Hukuki Güvencesinin Güçlendirilmesini Sağladıklarını Vurgulayan Oktay, Bu Yıl İçinde Yargıda Mağdur Odaklı Uygulamaların Geliştirilmesi İçin Mağdur Hakları Daire Başkanlığını Müstakil Bir Birim Olarak Yeniden Yapılandırdıklarını Bildirdi.
Oktay, Adli Süreçlerde Kadın ve Çocukların Örselenmeden İfade ve Beyanlarının Alınabilmesini Sağlamak İçin Özel Adli Görüşme Odaları Kurduklarını da Dile Getirerek, Vatandaşların Hukuki Güvenliği İçin Büyük Önem Taşıyan ve Gelenekselleşmiş Uygulamalarla Bugüne Kadar Gelen Noterlik İşlemlerini Kolaylaştırdıklarını Kaydetti.
“Yargı Reformu Stratejisi’nde Vizyonumuzu ‘Güven Veren ve Erişilebilir Bir Adalet Sistemi’ Olarak Belirlemiştik, Bu Doğrultuda İhtiyaçlara Göre Gerekli Reformları Gerçekleştirmeye Devam Ediyoruz.” Diyen Oktay, Mecliste Kabul Edilen Birinci Reform Paketiyle Hak ve Özgürlüklerin Korunması ve Geliştirilmesine Yönelik Birçok Düzenlemenin 24 Ekim’de Hayata Geçtiğini Anımsattı.
İkinci Düzenlemenin 15 Nisan 2020’de, Üçüncü Düzenlemenin de 28 Temmuz 2020’de Yürürlüğe Girdiğini Aktaran Oktay, Şunları Söyledi:
“Tüm Bu Değişikliklerle Amacımız Adalet Reformunda Yol Haritamız Olan Yargı Reformu Strateji Belgesindeki Hedeflerin Birer Birer Hayata Geçirilmesidir. Bu Kapsamda Yargı Reformu Stratejisi İzleme ve Değerlendirme Kurulu Oluşturduk ve Bu Kurulla Uygulamayı İzleyip Aksamalara Çözüm Getireceğiz.
İnsan Haklarına ve Hukukun Üstünlüğüne Dayalı Bir Sistemin Tesisi ve Muhafazası Her Zaman Temel Hedefimiz Olmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Liderliğindeki Hükümetlerimizin Reform Çizgisinin Temel Motivasyonu Hukukun Üstünlüğü Anlayışıdır. Halihazırda Adalet Bakanlığımız İnsan Hakları Eylem Planı Üzerindeki Çalışmalarını Sürdürmektedir. Geniş Bir İstişare Sürecinden Sonra İnsan Hakları Konusunda Yol Haritamız Olacak Eylem Planı’nın Taslağı Oluşturulmuştur. Buna İlave Olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası Başta Olmak Üzere Ekonomik Hayatın Tüm Paydaşları İle Bir Araya Gelinmekte ve İnsan Hakları Eylem Planı Taslağı ve Mevzuat İhtiyaçları Gözden Geçirilmektedir. Bu Çerçevede Yatırım Ortamı, Mülkiyet Hakkı, Sözleşme Serbestisi Gibi Konularda Adalet Sistemine İlişkin Yeni Politikalar Belirlenecektir.”
Toplumun Tüm Kesimlerinin Yaklaşımlarının Dikkate Alındığı Yeni Bir Reform Sürecini Başlattıklarını Aktaran Oktay, “Önümüzdeki Aylarda Hukuk Devleti İlkesini Güçlendirme, Öngörülebilir Kolay Erişilebilen Hızlı ve Etkin İşleyen Yargı Sistemi Yönünde Yeni Adımlar Atacağız. Milletimizin Beklentilerine ve İhtiyaçlarına Cevap Verecek Düzenlemeleri Titiz Bir Çalışmanın Ardından Birer Birer Hayata Geçirmekte Kararlıyız.” Dedi.
“Kadın Katillerini, Kadına ve Çocuğa Karşı Suç İşleyenleri Dışarı Bıraktınız, Sizin Yargı Reformunuz Budur” Diyerek Asimilasyondan, Kürt Düşmanı Politikalardan, İnsani Güvenlikten Bahsedildiğini Dile Getiren Oktay, Kürtçe Konuşmanın Dahi Yasak Olduğu Günlerden, Kürtçe’nin Okullarda Öğretildiği, Kürdoloji Bölümlerinin Açıldığı Günlere Gelindiğini Söyledi.
Oktay, Türkiye’de Faaliyet Gösteren Tüm Yayın Organlarının Bugün Kürtçe Yayın Yapma Hakkı Bulunduğunu Belirterek, TRT’nin de Kürtçe Yayın Yapan Basın Organlarından Birisi Olduğunu Kaydetti.
“Temel Hak ve Hürriyetler Anlamında Kürt Kökenli Vatandaşlarımız İçin Önemli Adımlar Atıldığı Bir Gerçektir.” Diyen Oktay, Şunları Söyledi:
“Mahkemelerde Başka Dilde Savunma Hakkının Kapsamı Genişletildi ve Seçimlerde Türkçe’den Başka Dillerde Propaganda Yapmayı Engelleyen Hükümler Kaldırıldı. Bugün 83 Milyon Vatandaşımız Hayatın Her Alanında Dili, Dini Ya da Etnik Kökeni Sebebiyle Ayrımcılığa Uğramadan Yaşamını Sürdürebilmektedir.
Kadın Katillerine, Kadına ve Çocuğa Karşı Suç İşleyenlere, İstismarda Bulunanlara Gelince, Sizler Bunları İyi Tanırsınız. Dağa Kaçırılan Çocuğuna Kavuşmak İsteyen Diyarbakır Annesini Evinde Diri Diri Yakmak İsteyenleri Sizler İyi Tanırsınız. Mağdur Olan Bu Kadınlarımızı, Çocuklarımızı Size veya Hiç Kimseye Kurban Etmeyeceğiz. İnsani Güvenlik Mi Dediniz? Sonuna Kadar İnsanlarımızın Güvenliğini ve Haklarını Koruyacağız. Hangi Etnik Kökenden, Hangi İnançtan Olursa Olsun.”
Demokrasinin de İnsanlığın da En Büyük Düşmanının Terör Olduğunu Dile Getiren Oktay, “Terörle Katillerle Mücadelemizi Kürtlerle Mücadele Gibi Yansıtmak Tek Kelimeyle Art Niyetliliktir, İnsafsızlıktır. Tüm Kürt Vatandaşlarımızın Temsilcisi Gibi Konuşmanız Gerçeği Çarpıtmaktır ve Asla Doğru Değildir.” İfadelerini Kullandı. Oktay, Şunları Kaydetti:
“PKK’nın Suriye’deki Kolu PYD/YPG’nin Temsilcisi Gibi Konuşmak, İmralı’nın Sözcüsü Gibi Konuşmakla Kürt Vatandaşlarımızın, Kürt Kardeşlerimizin Adına Konuştuklarını İddia Edenler, Onların Temsilcisi Değildir. Kürt Vatandaşlarımızın, Kardeşlerimizin Temsilcisi Biziz, Hep Birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir, Türkiye Cumhuriyeti Devletidir, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetidir. Suriye’de de Irak’ta da Kürt Kardeşlerimizle Omuz Omuza Teröre Karşı Mücadele Eden Biziz.”
Deaş’la Sahada Göğüs Göğse Çarpışan, Mücadele Eden Tek Ülkenin de Türkiye Olduğunu Dile Getiren Oktay, “Yaradan’dan Ötürü Severiz İnsanı Biz, İnsan Olduğu İçin Severiz. Ülkemizle Milletimizle Coğrafyamızla Değerlerimizle Barışık Olmak Kadar Güzel Bir Şey Yok. Bu Duyguyu Hep Birlikte Tadalım.” İfadesini Kullandı.
“BÜYÜMEYİ TEŞVİK EDECEK POLİTİKALARIMIZA HIZ KAZANDIRIYORUZ”
Oktay, Sanayide “Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi” Vizyonuyla Katma Değerli Üretim İle Büyümeyi Teşvik Edecek Politikalara Hız Kazandırdıklarını Belirterek, Türkiye’nin Otomobilinin 2022’nin Son Çeyreğinde Seri Üretim Bandından İneceğini İfade Etti.
“Bu Proje, Bir Araba Üretmekten Çok Daha Geniş Bir Bakış Açısına Sahip Olması Nedeniyle Büyük Önem Arz Ediyor.” Diyen Oktay, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı İle Yerlileşme Çalışmalarına Hız Verildiğini, Uçtan Uca Destek Mekanizmasını Geliştirerek Yüksek Teknolojili Ürünlerin Ülkede Üretilebilmesini Desteklediklerini Vurguladı.
Oktay, Yerli Otomobilin Elektrik Ve Elektronik Sektörlerinin Lokomotifi Haline Gelecek Yüksek Teknolojinin Geliştirilmesini Sağlayacak Bir Proje Olduğunu Dile Getirerek, Bu Projenin Uçan Araçların Dünyada Konuşulduğu Ortamda Türkiye’yi Lider Ülke Konumuna Getirecek, Bu Alandaki Altyapıyı Oluşturacak Bir Proje Olduğunu İfade Etti.
Bölgesel Kalkınma Fonu, Teknoloji ve İnovasyon Fonu İle Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Fonunu Kurarak Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Alanındaki Yatırımları İhtiyaç Duyduğu Finansmanı Sağladıklarını Aktaran Oktay, AB İle Yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı Kapsamında 260 Milyon Avroluk Kaynağı Projelerin Kullanımına Sunarak Türkiye’nin Rekabet Gücünü Artıracak Yatırımları Desteklediklerini Bildirdi. Oktay, Şunları Söyledi:
“Buna İlaveten, Girişimcilerimize Sermaye Sağlamayı Hedefleyen 80 Milyon Avro Bütçeli ‘Türkiye Gelecek Fonu’na İlişkin Finansman Anlaşması 19 Haziran 2020’de Resmi Gazete’de Yayımlanarak Yürürlüğe Girmesiyle Bu Girişim Sermayesi Fonu’nu 2021 Yılında Ülkemizdeki Girişimcilerin Kullanımına Açıyoruz.
2021 Yılında, Organize Sanayi Bölgeleri ve Sanayi Siteleri İçin Kullanacağımız Bütçe Yüzde 400, TÜBİTAK’ın Ar-Ge Bütçesi Yüzde 100 Artacak. Kalkınmanın İtici Gücü Olan Sanayi Sektörünün Gücüne Güç Katmak ve Rekabeti Artırmak İçin Çalışmaya Devam Edeceğiz.”
Oktay, Yenilikçi Çevre ve Şehircilik Politikalarıyla Kentsel Dönüşüm Projelerinden Sosyal Konut Projelerine, Çevre Dostu Yeşil Koridorlardan Millet Bahçelerine Kadar Şehirleri Donattıklarını İfade Etti.
TOKİ Aracılığıyla 2020 Yılında Yatırım Bedeli 44 Milyar Lira Olan 115 Bin 581 Sosyal Konutun Daha Temelini Attıklarını Belirten Oktay, Son İki Yılda da 102 Bin 500 Binayı Yapı Denetiminden Geçirdiklerini Kaydetti.
Oktay, Bu Yıl Ülkenin Dört Bir Yanında Gerçekleşen Doğal Afetlerin Herkesin Yüreğini Yaktığını Dile Getirerek, “Başta İzmir, Elazığ, Malatya ve Giresun Olmak Üzere Doğal Afetlerden Etkilenen Şehirlerimizin Yanında Olduk, Vatandaşlarımızın Yaralarını En Hızlı Şekilde Sardık. Afetten Etkilenen Bölgelere Bu Yıl Toplam 165 Milyon Lira Kaynak Sağladık. 3 Bin 34 Afet Konutunun Yapımını Tamamladık. 20 Bin 858 Afet Konutunun da Yapım Süreci Devam Etmektedir.” Diye Konuştu.
İzmir’de Meydana Gelen 6,6 Büyüklüğündeki Depremde 116 Vatandaşın Hayatını Kaybettiğini Anımsatan Oktay, Depremin Hemen Ardından Arama Kurtarma Ekipleri, Gönüllü Ekipler ve İlgili Kamu Kurumlarının Gece Gündüz Demeden Büyük Fedakarlıkla Çalışarak 107 Vatandaşı Enkazdan Kurtardığını Belirtti.
Oktay, “İzmir’de Depremden Ağır Hasar Almış Ya da Yıkılmış Binaların Yüzde 30’unun 1990-2000 Yılları Arasında, Yüzde 70’inin İse 1990 Öncesi Yapılmış Yapılar Olduğunu Görüyoruz. 2000 Yılından Sonra Yapılan Binalarda Yıkım Ya da Hasar Tespit Edilmemiştir. Bu, 1999 Depremi Sonrası Aldığımız Tedbirlerin ve Uyguladığımız Yapı Denetim Çalışmalarımızın Ne Kadar İsabetli Olduğunu Göstermektedir.” İfadelerini Kullandı.
Deprem Sonrasında İzmir’de Tarihinin En Büyük Kentsel Dönüşüm Seferberliğini Başlattıklarını Vurgulayan Oktay, İlk Etapta 5 Bin Konut İçin Proje Hazırladıklarını, Vatandaşlara Verdikleri Kira ve Taşınma Yardımlarının da Kesintisiz Olarak Devam Ettiğini Söyledi.
“81 İlde 81 Milyon Metrekare” Hedefiyle Başlattıkları Millet Bahçeleri Projeleriyle Şehirleri Yeşille ve Doğayla Buluşturmaya Devam Edeceklerini Vurgulayan Oktay, “77 İlde Büyüklüğü 50 Milyon Metrekareyi Bulan 272 Millet Bahçesini Hayata Geçiriyoruz. Bugüne Kadar 22 İlde 6 Milyon Metrekare Büyüklüğünde 35 Millet Bahçesinin Açılışlarını Gerçekleştirdik ve Vatandaşımızın Hizmetine Açtık. 237 Millet Bahçesinin de Yapım, Projelendirme ve Yer Çalışmaları Devam Etmektedir. 2023 Yılına Kadar da Diğer Millet Bahçelerimizi Açarak 81 İlde 81 Milyon Metrekare Millet Bahçemizi Milletimizin Kullanımına Sunmuş Olacağız.” Dedi.
KÖİ PROJELERİ
Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Modeliyle Yapılan Projelere Değinen Oktay, KÖİ Modelinin, Özel Sektörün Projeleri Kısa Vadede ve Etkin Şekilde Gerçekleştirerek Yatırım Maliyetlerini Düşürmesi Nedeniyle Tercih Edilen Bir Kamu Finansman Modeli Olduğunu Anlattı.
Tecrübelerini Her Yeni Projeye Yansıttıklarını ve Her Projenin Daha Önceki Projelere Göre Kamu Açısından Daha Az Maliyetli Olduğunu Belirten Oktay, Buna Örnek Olarak Avrasya Tüneli Projesi’ni Gösterdi.
Avrasya Tüneli’nin Yatırım Bedelinin Yaklaşık 1,3 Milyar Dolar Olduğunu Kaydeden Oktay, Sözleşmenin Yürürlüğe Girmesinden İtibaren Öngörülenden 8 Ay Daha Erken, Yaklaşık 4 Yıl Gibi Bir Sürede İnşaatın Tamamlandığını ve 2016 Yılının Sonunda Tünelin Hizmete Açıldığını Dile Getirdi.
Oktay, Projenin Vatandaşların İhtiyaçlarına Doğrudan Cevap Verdiğini, İstanbulluların Anadolu ve Avrupa Arasında Kaybettikleri Zamanın Büyük Bir Bölümünü Telafi Ettiğini Vurguladı.
Avrasya Tüneli Projesi’nde Garanti Sayılarına Ulaşılmasının Ardından, Geçişler Üzerinden Hasılat Paylaşımı Mekanizması İle Kamunun Pay Alacağına İşaret Eden Oktay, “Bu Payın Sözleşme Süresi Boyunca Yaklaşık 4,8 Milyar Liraya Ulaşması Beklenmektedir. Ayrıca Ödenecek Garanti Tutarlarının da Düşülmesiyle Sözleşme Dönemi Boyunca Yaklaşık 3 Milyar Lira Net Gelir Elde Edilmesi Beklenmektedir.” Bilgisini Paylaştı.
Sözleşme Dönemi Sonunda Projenin Devlete Devredileceğine İşaret Eden Oktay, “Hatta Yeniden İşletme Hakkı Devriyle Gelir Getirebilecek Ya da Sözleşme Süresi Bittiğinde Tercih Edilirse Devletimiz de İşletebilecektir. Bunun Yanı Sıra Avrasya Tüneli’nin Her İşletme Yılı Sonunda Ekonomiye Olan Katkısı Köprülere Olan Endirekt Faydası da Hesaba Katılarak Hesaplanmaktadır.” Dedi.
Fuat Oktay, Avrasya Tüneli’nin Açılışından Bugüne Kadar 98 Milyon Saat Zaman Tasarrufu, 1,3 Milyar Araç-Kilometre Azalması, 60 Bin Ton Emisyon Azalımı, 150 Bin Ton Yakıt Tasarrufu İle Ülkenin Ekonomisine Toplam 5,23 Milyar Lira Katkı Sağladığını Söyledi.
GEBZE-ORHANGAZİ-İZMİR OTOYOLU PROJESİ
Gebze-İzmir Otoyolu’ndaki Osmangazi Köprüsü’nün de KÖİ Modeli İle Yapılmış İleri Derecede Mühendislik Gerektiren Dünyanın En Büyük 4. Asma Köprüsü Olduğuna Dikkati Çeken Oktay, Bu Projenin Hayata Geçmesiyle Seyahat Süresinin Kısaldığını, Hizmet Konforunun Arttığını İfade Etti.
İstanbul-İzmir Arasındaki Yollara Yönelik Projelerin Tamamlandığını ve Sürenin 3,5 Saate İndiğini Dile Getiren Oktay, “İzmir-Bursa-İstanbul Arasındaki İllerimiz Bu Hizmetten Yararlanmaktadır. Projemiz 382 Kilometre Otoyol ve Köprüden Oluşmakta Olup Bağlantı Yolları İle Beraber Toplam 426 Kilometredir. Toplamda 4 Kesim Otoyol ve Bir Köprü Bulunmaktadır. Yapım Maliyeti Yaklaşık 6,3 Milyar Dolar Olan Projenin, Osmangazi Köprüsü Kısmı Sözleşmenin Yürürlüğe Girmesinden İtibaren Yaklaşık 3 Yıl 4 Ay İçerisinde Tamamlanmıştır. Tamamı İse Yaklaşık 6 Yıl 4 Ayda Hizmete Girmiştir. Proje 2036 Yılında Kamuya Devredilecektir.” Diye Konuştu.
Osmangazi Köprüsü’nün de Erken Açılarak Vatandaşların Hizmetine Sunulduğunun Altını Çizen Oktay, Erken Açıldığı İçin Kamunun 2 Milyar Dolardan Fazla Bir Ödemeye Katlandığı İddiasının Doğru Olmadığını Belirtti.
Osmangazi Köprüsü İçin Verilen Günlük Garanti Sayısının Çift Yön İçin 40 Bin Araç Olduğunu Anlatan Oktay, “Erken Açılan Gün Sayısı 1354 ve Hiç Araç Geçmese Bile Yani Sıfır Araç Geçse Bile Ancak Bu Rakama Ulaşılabilir. Trafik Geçişlerinin de Hesaba Katılmasıyla İddia Edilen 2 Milyar Doların Çok Daha Altında Bir Ödeme Gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla Hesap Tamamen Yanlıştır.” Dedi.
Fuat Oktay, İstanbul-İzmir Otoyolu Projesi’nin, Osmangazi Köprüsü Dahil Toplam Yatırım Maliyetinin 10,8 Milyar Dolar Olduğunu, Bu Maliyete Yapım Maliyeti, Görevli Şirket Tarafından Karşılanan Kamulaştırma Bedeli, Yapım Dönemi Finansman Maliyeti, Otoyol ve Osmangazi Köprüsü’nün Tüm İşletme Dönemi Süresi Boyunca Bakımı ve İşletilmesi Maliyetleri, Ağır Bakım Maliyetleri ve İşletme Dönemi Finansman Maliyetlerinin Dahil Olduğunu Söyledi.
Bu Kadar Büyük Bir Projeye Sadece Yapım Maliyeti Gözüyle Bakmanın Haksızlık Olduğunu İfade Eden Oktay, Şöyle Devam Etti:
“Halihazırda Toplam 4 Kesim Otoyolun Trafik Gerçekleşmelerine Bakıldığında Salgın Döneminde Bile Verilen Garanti Sayılarının Üzerine Çıkıldığı Görülmektedir. Kesimler ve Köprü Arasında Gelir Paylaşımı Olduğundan Otoyoldan Elde Edilen Fazla Gelirin Köprü Garanti Ödemelerini Daha da Düşüreceği Öngörülmektedir. Geleneksel Finansman İle Yapılan Otoyol Projeleri 7 İle 20 Yıl Gibi Sürelerde Bitirilirken Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Gibi Çok Büyük Bir Proje Kısa Sürede Tamamlanmış ve Ülkemizin Rekabet Gücüne Katkı Sağlayarak Ekonomik Fayda Getirmiştir. Projemizin Zamandan ve Akaryakıttan Tasarruf Sağlamasıyla 2023 Yılında Yaklaşık 4,2 Milyar Lira Tasarruf Sağlaması Hedeflenmektedir.”
Bu Büyüklükteki Bir Projenin Özel Sektör İle Çalışılarak Devlet Üzerinde Yük Olmaktan Çıkarıldığını Belirten Oktay, Ayrıca Projenin İşletme Süresinden Sonra Her Türlü Bakımı Yapıldıktan Sonra Kamuya Devredileceğini Kaydetti.
MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ: ZİLLET İTTİFAKININ CUMHURBAŞKANI ADAYININ KILIÇDAROĞLU OLDUĞU ANLAŞILDI