DOLAR

32,5421$% 0.26

EURO

34,7521% -0.02

GRAM ALTIN

2.485,21%0,94

ÇEYREK ALTIN

4.248,00%0,30

BİST100

9.524,59%-0,06

BİTCOİN

2066994฿%4.32475

ETHEREUM

99784Ξ%3.15998

a

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: GENÇ BİR NÜFUSA SAHİBİZ AMA MEDENİYET TASAVVURUMUZU LAYIKIYLA HAYATA GEÇİREMİYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Genç Bir Nüfusa Sahibiz Ama Medeniyet Tasavvurumuzu Layıkıyla Hayata Geçiremiyoruz.” Dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İBN Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’ndeki Konuşmasında, Külliyenin, Şehre, Ülkeye, İlim Ve Fikir Dünyasına Hayırlı Olmasını Diledi.

Açılışa Katılan Şeyhülislam Allahşükür Paşazade Ve Katar’dan Sani Bin Hamad El-Saniye De Şükranlarını Sunan Erdoğan, Üniversitenin Banisinin 1996’da Kurucuları Arasında Yer Aldığı İstanbul Gençlik Ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın Nüvesini Oluşturduğu Türkiye Gençlik Ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Olduğunu Söyledi.

Erdoğan, TÜRGEV’in Okul Öncesinden Üniversiteye, Yurttan Bursa Kadar Geniş Bir Yelpazede Yurt Dışına Kadar Uzanan Hizmetleriyle Eğitim Ve Öğretim Alanında Ülkeye En Önemli Marka Olduğunu Kaydetti.

Sadaka-İ Cariye Vasfındaki Bu Hizmetlerin İfasına Destek Olan Herkesin, Her Hayır Sahibinin Ortaya Çıkan Manevi Hasıladan İstifade Edeceğine İnandığını Dile Getiren Erdoğan, Resmi Açılışını Yapmak Üzere Bir Araya Gelinen İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi’nin Hem Gerisindeki Felsefi Birikim Hem Mimarisi Hem Donanımıyla İftihar Verici Bir Eser Olduğunu İfade Etti.

Erdoğan, Öğrencilerin Derslerinde Ve Ders Dışı Faaliyetlerinde İhtiyaç Duyacağı Eserleri Barındıran Külliyenin Mimar Sinan’dan Alınan İlhamla Örnek Bir Eser Olarak Vücuda Getirildiğini Belirterek, Üniversitenin Nitelikli Eğitim Ve Öğretim Kadrosuyla Lisans, Yüksek Lisans Ve Doktora Öğrencilerinin Bu Güzel Atmosferde Ülkede Sosyal Bilimler Alanında Yeni Bir Dönemin Kapılarını Açacağına İnandığını Söyledi.

Birkaç Yıl Sonra Üniversitenin İçi, Dışı Ve Çevresinin De Yemyeşil Ağaçlık Bir Alan Haline De Geleceğini İfade Eden Erdoğan, Faaliyete Başlamasının Üzerinden Çok Kısa Bir Süre Geçmesine Rağmen Üniversitenin Bu Misyona Layık Olduğunun İşaretlerini Şimdiden Verdiğini Kaydetti.

Erdoğan, Bu Vesileyle Kuruluşundan Külliyesinin İnşasını Kadar Üniversitenin Gelişip Büyümesine Katkı Yapan Herkese Teşekkür Etti.

“Batı Dünyası Tıptan Sosyolojiye Kadar Pek Çok Alanda İlhamını Bizim Köklerimizden Almıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İbn Haldun’un Tarihçiliği, Siyaset Bilimciliği, Devlet Adamlığı, Filozofluğu Yanında Dünyada Sosyoloji İlminin Kurucusu Olarak Kabul Edildiğini Belirterek, Şöyle Devam Etti:

“Kendisi Bunu Ümran İlmi Olarak Tarif Ediyor. Hayatı Tunus, Cezayir, Fas, Endülüs, Mısır Gibi Coğrafyalarda İlimle, Yöneticilikle Geçen İbn Haldun Bu Tecrübelerini Mukaddime Adıyla Bildiğimiz Eserinde İnsanlığın İstifadesine Sunmuştur. Bu Büyük Alim İnsanlığa En Büyük Katkısı Olan Ümran İlminin Amacını, Daha Önce Olup Olan Daha Sonra Olacakların Anlaşılması Gayreti Şeklinde Tanımlıyor. Esasen Bu Çerçeve İbn Haldun Üniversitesi’nin Üzerine İnşa Edildiği Değerleri De Özetliyor. Bu Yaklaşımın Önemini Günlük Hayatımızda Sıklıkla Görüyoruz.

Yaşadığımız Her Hadise Geçmişi Anlamadan Geleceği Kavramanın Mümkün Olmadığını Bize Tekrar Tekrar Hatırlatıyor. Meseleye Siyasi Ve Ekonomik Taraflarını Bir Kenara Bırakarak Sadece İlmi Yönüyle Bakacak Olursak, Mesala Batı Dünyası Tıptan Sosyolojiye Kadar Pek Çok Alanda İlhamını Bizim Köklerimizden Almıştır. Buna Karşılık Biz Kendi Köklerimizi Tamamen Unutarak Veya Dışlayarak Onun Türevlerini Esas Kabul Etmek Suretiyle İki Asırdır Kendimize Yol Ve Yön Bulmaya Çalışıyoruz. Bir Başka İfadeyle Fikri Bir Buhranın İçinde Çırpınıyoruz. Halbuki Siyasi Bağımsızlığın Da Ekonomik Bağımsızlığın Da Temelinde Fikri Bağımsızlık Yatar. Osmanlı’dan Cumhuriyete Ülkemizin Bu Süreçte Yaşadığı Tartışmaların Merkezinde Hep Geleceğimizi Nerede Arayacağımız Sorusu Yatmıştır.”

 

“EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE, KÜLTÜRDE ARZU ETTİĞİMİZ İLERLEMEYİ SAĞLAYAMADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rönesans’ın Ardından Fikri Ve Teknolojik Olarak Atak Yapan Batı Dünyasının Hak Ve Adalet Tanımadan Hızla Yükselen Baskın Gücünün, Bu Sorunun Sağlıklı Bir Şekilde Tartışılmasına İmkan Vermediğini Söyledi.

Erdoğan, “Sonuçta, Ülke Ve Millet Olarak Kendimizi Kontrolsüz Bir Batılılaşma Fırtınasının İçinde Bulduk. Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı Hür Nesiller Yetiştirmek İçin Çıkılan Yolun En Sığından, En Bayağısından, En Çarpığından Bir Batı Taklitçiliğine Dönüşmüş Olması, Cumhuriyetimizin En Büyük Kaybıdır. Her Dönemde Elbette Bu Fikri Sancıyı Yaşayan, Tartışmayı Ve Arayışı Sürdürmeye Çalışan Dava İnsanları Çıkmıştır. Ama Bunların Sesi Ve Üretimi Devlet Gücünü De Arkasına Alan Kayıtsız Şartsız Batıcılığı Savunan Zihniyetin Faşist Dayatmaları Karşısında Yetersiz Kalmıştır.” Dedi.

Türkiye’nin Siyasi, Ekonomik Ve Askeri Olarak Yeniden Kendine Güvenini Kazandığı Şu Son Dönemin Bu Tür Tartışmaların, Arayışların, Gayretlerin Daha Adil Şartlarda Yürümesine De İmkan Verdiğini Belirten Erdoğan, Türkiye’nin Bir Fikri Tartışma Zenginliğini Kendisi, Dostları Ve Tüm İnsanlık İçin Hayırlı Bir İnkişafla Neticelendireceğini Söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hükümet Olmak İle Muktedir Olmanın, Muktedir Olmak İle İktidar Olmak Arasındaki Farkın Herkesçe İyi Bilindiğini İfade Ederek, Sözlerine Şöyle Devam Etti:

“Aynı Şekilde Gerçek İktidarın, Fikri İktidar Olduğunu Da Gayet İyi Biliyoruz. Tek Tek Bireylerden Başlayarak Toplumun Tamamına Ve Oradan Da İnsanlığa Uzanan Fikri İktidar Yolu Gerçekten Zor Ve Zahmetli Bir Süreçtir. Şahsen Bu Konuda Kendimi Biraz Mahzun Hissediyorum. Samimi Bir Muhasebe İle Geçtiğimiz 18 Yılda Her Alanda Tarihi Eserlere Ve Hizmetlere İmza Attığımızı Ama Eğitim Ve Öğretimde, Kültürde Arzu Ettiğimiz İlerlemeyi Sağlayamadığımızı Düşünüyorum. Bunu İddialı Söylüyorum Bugün Batı’nın Üniversitelerinde Bizim Ulaştığımız Bu Kemiyete Onlar Ulaşamadılar. Bunun Yanında Hele Hele Orta Öğretimde Hiç Mi Hiç Ulaşamadılar. Biz Bunları Aştık. Şimdi Burada Keyfiyet Üzerindeki Süreci Bizim Hızlandırmamız Gerekiyor. Eğitim-Öğretim Görüyorlar Ama Çoğu Alanda Hepimizi Mutmain Edecek Düzeyde Yetişmiş İnsan Gücüne Sahip Değiliz. Genç Bir Nüfusa Sahibiz Hamdolsun Ama Medeniyet Tasavvurumuzu Layıkıyla Hayata Geçiremiyoruz. Medyamız En Modern Altyapıya Sahip Ama Bizim Sesimizi Ve Nefesimizi Yansıtmıyor. İlimde, Sanatta, Kültürde Hep Benzer Sıkıntılarla Karşı Karşıyayız. En Haklı Olduğumuz Konularda Bile Dünyaya Kendimizi Anlatamıyoruz. İşte Bunun İçin De Fikri İktidarımızı Hala Tesis Edemediğimiz Kanaatindeyim. Hiç Kimsenin Bu Fikri İktidar Arayışından Rahatsız Olmaması Gerekir. Bu Arayışın Sona Ermemesi Bir Ülkenin Ve Toplumun Felaketi Demektir. Tam Tersine Bu Arayışa Herkesin Destek Vermesini, Katkı Sağlamasını Özellikle Bekliyoruz.”

“TAKLİTÇİLİK MEVCUDUN ARDINDAN GİTMEK DEMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fikri İktidarı Siyasi Kadroların Değil İlim, Sanat Ve Hikmet İnsanlarının İnşa Edeceğini Kaydetti. Siyasi Kadroların Ancak Onlara İhtiyaçları Olan Zemini Hazırlayacağını Belirten Erdoğan, “Dolayısıyla Bu Konudaki Sorumluluğun Bir Kısmı Bize Aitse Önemli Bir Kısmı Da İlim Ve Fikir Adamlarımıza Aittir.” Dedi.

Bin Yıl Önceki İlim Ve Hikmet Büyüklerinin, Dünyadaki Tüm Bilgileri, Teorileri, Karşı Tezleri Bilen, Bunların Hepsinin Üzerine Çıkarak Kendi Fikri Üretimini Yapan İnsanlar Olduğunu Vurgulayan Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Bugün De İhtiyacımız Olan İşte Bu Anlayıştır. Bir Şekilde Önüne Konan Çerçevenin Körü Körüne Fanatikliğini Yapanın Kendine De Ülkesine De Medeniyetine De Hayrı Olmaz. Taklitçilik Mevcudun Ardından Gitmek Demektir. Halbuki Bize Lazım Olan İlhamını Gelenekten Alan Yenilikçiliktir. Elbette Dünyanın Bilimde, Teknolojide, Kültürde, Sanatta Geldiği Yeri Toptan Reddedecek, Görmezden Gelecek Kadar Gerçeklerden Kopuk Değiliz. İletişim Mecralarının Böylesine Geliştiği Tüm Dünyanın Adeta Küçük Bir Köy Hükmünü Kazandığı Günümüzde Başka Türlü Hareket Etmenin Mümkün Olmadığını Da Gayet İyi Biliyoruz. Günlük Hayatımızda Otomobili Bırakıp Atı Ulaşım Vasıtası Haline Getirmek Gibi Bir Düşüncemiz Tabii Ki Yok. Bilgisayarın Getirdiği Kolaylıkları Bir Kenara Bırakıp Taşa, Tahtaya, Parşömene Yazarak Konvansiyonel Yöntemlerle İşlerimizi Yürütmek Gibi Bir Saplantımız Da Bulunmuyor. Bu Tür Hayattan Ve Fıtrattan Kopuk Düşünceler Peşinden Koşanlara Baktığımızda Mücadele Ettikleri Sistemin Tam Da Merkezinde Yer Aldıklarını Görüyoruz. Bizim Derdimiz Ve Arayışımız Başkadır. Dünyadaki Hakim Fikri Anlayışın Ve Fiili Düzenin Sadece Ardından Giderek, Kendimize Çok Daha İleri Bir Medeniyet İnşa Edemeyeceğimize İnanıyoruz.”

“FİKRİ ALANDA DA ÜRETİCİ OLMANIN GAYRETİ İÇİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Geçmiş Ve Mevcut Tüm Medeniyetlerin Birikimini Kullanarak, Hepsinin Ötesine Geçmenin Gayreti, Kararlılığı Ve Üretkenliği İçinde Olmak Gerektiğini Vurguladı.

“Tek Vazgeçilmezimiz İnancımızın Naslarıdır.” Diyen Erdoğan, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:

“Onun Dışındaki Her Şeyi Geleceği Kucaklayacak Şekilde Yeniden Yorumlamak, Yeniden Üretmek Mümkündür. Bir Başka İfadeyle Ne İnsanlığın Milletimizin Ve İnancımızın Binlerce Yıllık Birikimine Sırtımızı Döneceğiz Ne De Modern Dünyanın Sunduğu İmkanları Reddedeceğiz. Her İkisini Birden Değerlendirerek İnancımızın Mutlak Hakikatlerinden Aldığımız Güçle Çok Daha Büyük Hedefler Peşinde Koşacağız. Esasen İnsanoğlu Kimi Zaman İyi Yönde, Kimi Zaman Kötü Yönde Kendisini Sürekli Yenileyen Bir Varlıktır. Bunun İçinde Sürekli Yeni Peygamberlerle Hakk’a Davet Edilmiş Yeni İlim, Fikir, Gönül İnsanlarıyla Kalbi Ve Dünyası Yoğrulmuştur. Kendimizi Mevcut Şartlara Hapsederek Fikri Tüketicilikten Öteye Geçemeyiz. Biz Her Alanda Olduğu Gibi Fikri Alanda Da Üretici Olmanın Gayreti İçindeyiz. Geleceğe Bırakacağımız En Kıymetli Mirasın Fikri Bakımdan Üretken, Nitelikli İnsan Olduğu İnancıyla Bu Doğrultuda Var Gücümüzle Çalışmayı Sürdüreceğiz.”

“Türkiye, Kuru Kuruya Batıcılık Saplantısı Yanında, Yine Aynı Kaynağın Ürünü Pek Çok Sapkın İdeoloji Ve Akımın Zehrine De Maruz Kalmış Bir Ülkedir.” Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fikri İktidarımızı Kökü Ve Ruhu İtibarıyla Bize Ait Olmayan Bir Medeniyete Kaptırmamızın Sebebi, Bu Sapkın Akımların Önlerinin Bilinçli Bir Şekilde Açılmasıdır. Fütüvvet Ehli Bir Nesil Yerine Amorf Bir Nesil Yetiştirme Gayreti, Ülkemize Ve Milletimize Oldukça Pahalıya Mal Olmuştur. Geçmişten Bugüne Yaşadığımız Nice Acıların, Döktüğümüz Nice Gözyaşlarının, Çektiğimiz Nice Sıkıntıların Gerisinde, Kuşaklar Boyunca Maruz Kaldığımız Bu Fikri İstila Gerçeği Vardır.” İfadelerini Kullandı.

Yapılması Gerekenin Kendi Medeniyet Birikimi Ve Hedeflere Uygun Nesiller Yetiştirmek Olduğunu Dile Getiren Erdoğan, Şöyle Konuştu:

“Türkiye’nin 2053 Vizyonu’nun Ana Fikrini Bu Konu Oluşturmalıdır. Ülkemizin Geçmişten Bugüne Eğitim Öğretim Sistemi, Çocuklarımıza Sadece Maddi Bilgi Yükleme Üzerine Kuruludur. Her Okul Seviyesinde Öğretime Ağırlık Verilirken, Eğitim Kısmı İhmal Edilmiştir. Özellikle Medyanın Etkisiyle Aile Dahil Geleneksel Eğitim Öğretim Yapılarının Gücü Azalırken, Yerine Daha İyisi Konulamamıştır. Evlatlarımızın Zihin Ve Gönül Dünyalarındaki Boşluk Da Batı Merkezli Popüler Kültür Ürünleriyle Veya Sapkın Akımların Hezeyanlarıyla Doldurulmuştur. Bunun İçin Önümüzdeki Dönemde Önceliğimizi Aileden Başlayarak Eğitim Öğretim Hayatları Boyunca Evlatlarımızı Hakkıyla Yetiştirmek Olarak Değiştirmemiz Şarttır. Bu Değişim Sıradan Bir Müfredat Tadilatının Ötesinde Topyekun Bir Eğitim Öğretim Reformunu Gerektirir.

Okul Öncesinde Ve İlkokulda Tek İhtiyacımız Olan, Değerlerini İyi Bilen, İnancına, Kültürüne, Tarihine, Diline Sahip Çıkan, Ailesine Ve Toplumuna Karşı Sorumluluklarını Özümsemiş İnsanlar Yetiştirmektir. Diğer Hususlar İçin Endişe Etmemize Gerek Yoktur. Çünkü Evlatlarımızın Diğer Bilgilere Sahip Olabilmeleri İçin, Önlerinde Yeteri Kadar Uzun Bir Eğitim Öğretim Hayatı Vardır. Ortaokul Dönemini Çocuklarımızın Zihni Ve Fiziki Kabiliyetlerini Keşfetmeye, Onları Geleceğe, Doğru Alanlarda Hazırlamaya Yönelik Bir Anlayışla Şekillendirmeliyiz. Lise Dönemini Artık Ruhu Zenginlemiş, Kendini Tanımış, Yapabileceklerini Bilen Gençlerimizin Somut Alanlara Yönelecekleri Bir Eğitim Öğretim Süreci Olarak Tasarlamalıyız. Yükseköğretimi İse Ön Lisansından Lisansına, Yüksek Lisansından Doktorasına Kadar Her Safhasıyla Milletimizin Fikri İktidarının Üretim Merkezleri Haline Dönüştürmeliyiz. Bunu Başardığımızda, Tıpkı Geçmişte Yaptığımız Gibi, Kendimizle Birlikte Tüm İnsanlık İçin Aydınlık Bir Geleceğin Kapısını Açmış Olacağımızdan Ben Şüphe Duymuyorum.”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesini “Bu Hayali Ete Kemiğe Büründürmenin İlk Ve Önemli Adımlarından Biri Olarak Gördüğünü” Dile Getirdi.

Üniversitenin Kurulmasından Bugünlere Gelmesinde Emeği Geçenlere Teşekkür Eden Erdoğan, “Açılışını Yaptığımız Külliyemizin İnşasında Mimar Ve Mühendisleri İle Müteahhit Firmasıyla Hakikaten Bizlere Hem Tarihimizi Hem Bugünümüzü Hem Geleceğimizi İşaret Eden Bir Eser Ortaya Çıkardılar. Ondan Dolayı Kendilerini Tebrik Ediyorum.” Dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Törene Katılan Yabancı Konuklara Da “Ülkemize Hoş Geldiniz” Diyerek, Hem Öğrencilere Hem De Öğretim Üyelerine Hayırlı Bir Eğitim Öğretim Yılı Diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konuşmasının Ardından Kurdele Keserek Külliyenin Açılışını Gerçekleştirirken, “Kurdeleyi Keseceğiz, Ama Bugünün Anısına Bu Makaslar, Kestiğimiz Kurdeleyle Beraber Hatıra Olarak Kalacak.” İfadelerini Kullandı.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

AZERBAYCAN ORDUSU 13 KÖYÜ DAHA ERMENİSTAN’IN İŞGALİNDEN KURTARDI

HIZLI YORUM YAP