DOLAR

32,5421$% 0.26

EURO

34,7521% -0.02

GRAM ALTIN

2.485,21%0,94

ÇEYREK ALTIN

4.248,00%0,30

BİST100

9.524,59%-0,06

BİTCOİN

2066994฿%4.32475

ETHEREUM

99784Ξ%3.15998

a

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: AYASOFYA’NIN STATÜSÜYLE İLGİLİ NİHAİ KARAR MERCİİ TÜRK MİLLETİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayasofya’nın Statüsüyle İlgili Nihai Karar Mercii Başkaları Değil, Türk Milletidir. Bu, Bizim İç Meselemizdir. Diğer Ülkelere de Ancak Alınan Karara Saygı Göstermek Düşer.” İfadelerini Kullandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Söyleşide, Gündeme İlişkin Soruları Yanıtladı.

15 Temmuz İçin “Tarihimizin En Büyük Direniş Destanlarından Biri.” İfadesini Kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, O Gece Milletin, Kadını, Erkeği, Genci Ve Yaşlısıyla İradesine, Geleceğine Ve Devletine Sahip Çıktığını Belirtti.

Erdoğan, 15 Temmuz’un Aynı Zamanda Milli İrade Üzerindeki Vesayet Zincirlerinin Kırılması Açısından Da Milat Olduğunu Belirterek, Türkiye’yi Esaret Altına Almak İsteyen Güçlerin 40 Yıldır Beslediği, Büyüttüğü Fetö’nün Gerçek Yüzünün Ortaya Çıktığını Kaydetti.

Şehitlere Allah’tan Rahmet, Gazilere Sağlıklı Ve Uzun Ömür Temennisinde Bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehit Ve Gazilerimize Olan Minnet Borcumuzu Asla Ödeyemeyiz. Bugün Topraklarımızda Özgürce Yaşıyorsak Şehitlerimizin Ve Gazilerimizin Sayesindedir.” İfadelerini Kullandı.

“HAİNLER TASFİYE EDİLİNCE ORDUMUZ ADETA KENDİNİ YENİDEN BULDU”

15 Temmuz’la Birlikte FETÖ’cü Unsurların Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) Büyük Oranda Temizlendiğini Vurgulayan Erdoğan, “İçerideki Hainler Tasfiye Edilince Ordumuz Adeta Kendini Yeniden Buldu. Silahlı Kuvvetlerimizin Terörle Mücadeleden Yurt Dışı Operasyonlara Kadar Farklı Cephelerde İmza Attığı Başarıların Altında, Bünyesinde Yapmış Olduğu İşte Bu Temizlik Vardır. Silahlı Kuvvetlerimiz Asıl Görevine Yoğunlaşmış Ve Vazifesini Bihakkın Yerine Getirmeye Başlamıştır. Emniyet Teşkilatımızda Da Benzer Durum Söz Konusudur. Bu İnsicamı Korumakta Ve Güçlendirmekte Kararlıyız.” Değerlendirmesini Yaptı.

Türkiye’nin 1950’de Başlayan Demokrasi Yolculuğunun Her 10 Yılda Bir Tekrarlanan Müdahalelerle Sürekli Kesintiye Uğradığına İşaret Eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Sandıktan Çıkan İrade Hiçbir Zaman Tam Olarak Ülke Yönetimine Yansımadı. 1961 Anayasası’yla Tesis Edilen Vesayet Kurumları, Milletten Almadıkları Yetkileri Kullanarak Milletin İradesine Ortak Oldu. Gerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımız Döneminde Gerekse Başbakanlığımızda Bunları Hep Karşımızda Bulduk. Ne Yaptıysak Bunlara Rağmen Yaptık. Kefenimizi Giyerek Çıktığımız Bu Yolculukta, Milletin Emanetine Sahip Çıkma Noktasında Her Türlü Mücadeleyi Verdik. Bu Tarihi Süreç İçinde 15 Temmuz Bir Dönüm Noktasıdır. 15 Temmuz, Türkiye’de Gerçek Anlamda Millet Egemenliğinin Tesis Edildiği Gündür. Milletin İradesini Teslim Alma Teşebbüsü, Bizzat Milletin Direnişi İle Engellenmiştir.”

“15 TEMMUZ’UN DA EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ CHP’DİR”

Daha Önce “Darbe Girişimi Olursa Tankın Üzerine İlk Ben Çıkarım” İfadesini Kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 15 Temmuz’daki Tavrını Değerlendirmesi İstenen Erdoğan, Demokrasiyi Ve Milli İradeyi Savunmanın Sadece İktidarın Değil, Herkesin Görevi Olduğunu, Demokrasiyi Hedef Alan Girişimler Karşısında Siyasi İkbal Kaygısı Gütmeden, Korkmadan, Çekinmeden Tepki Koymaları Gerektiğini Vurguladı.

Erdoğan, Şunları Kaydetti:

“Ancak 1960’tan Beri CHP’nin Darbeyi Destekleyen, Müdahaleye Çanak Tutan Bir Politika İzlediğini Görüyoruz. 27 Mayıs’ın Da 28 Şubat’ın Da 15 Temmuz’un Da En Büyük Destekçisi CHP’dir. Normal Şartlarda Bu Tarz İddialı Cümleler Kuran Birisinden, Sözünü Tutması Ve Tankların Üstüne Çıkması Beklenirdi. Ancak CHP Genel Başkanı Tankların Üstüne Çıkmak Yerine Darbecilerle Anlaşıp Tankların Arasından Kaçmayı Tercih Etti. Sığındığı Bakırköy Belediye Başkanı’nın Evinde, Milletin Mücadelesini Kahve İçerek Televizyondan Takip Etti.

Tabii Ortada Çok Ciddi Bir Muamma Var. Dört Yıl Geçmesine Rağmen Açıklığa Kavuşturulmamış Sorular Var. CHP Genel Başkanı 15 Temmuz Gecesine Dair Şüphe Bulutlarını Artık Dağıtmalıdır. O Gece Kimlerle Konuştuğunu, Kimlerle Hangi Pazarlıkları Yaptığını Öncelikle Kendisinin Anlatması Gerekir. 15 Temmuz Sonrasında Kullandığı FETÖ Jargonu İle O Gece Yaşananlar Arasında Bir İrtibat Olup Olmadığını Açıklığa Kavuşturmalıdır.”

“ÖRGÜTÜN GİZLİ YAPILANMASINA YÖNELİK OPERASYONLAR DEVAM EDİYOR”

FETÖ İle Mücadelede Gelinen Son Noktaya İlişkin Bir Soru Üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darbeye Karışanlarla İlgili Davaların Önemli Bir Kısmının Tamamlandığını, Milletin Kanını Dökenlerin Ve Millete Kurşun Sıkanların İşledikleri Cinayetlerin Hesabını Hukuka Verdiğini Ve Vermeye Devam Ettiğini İfade Etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Örgütün Gizli Yapılanmasına Yönelik Operasyonlar İse Devam Ediyor. Elbette 40 Yıl Boyunca Devlete Sızan Sinsi Bir Yapıyı 4 Yılda Tamamen Temizlemek Mümkün Değildir. Nitekim Güvenlik Ve Yargı Birimlerimiz, Her Gün Yeni Bir Bulguya Ulaşarak Örgütün Kripto Yapılanmasını Deşifre Ediyor. Firari Şahısların Ülkemize İadesi Konusunda Da Adalet Bakanlığımız Gereken Çalışmayı Titizlikle Yürütüyor. Örgütün Üst Düzey Militanlarından Bazılarının Ülkemize İadesini Sağladık.

Burada Kimi Ülkelerin Tavırlarıyla İlgili Şu Hususu İfade Etmek Zorundayım. Lafa Gelince Sürekli Demokrasiden Bahsedenler, Bize Hukuk Dersi Verenler Maalesef Demokrasi Düşmanlarına Kol Kanat Germekten Çekinmiyorlar. Birçok Batı Ülkesinin FETÖ’cüleri Himaye Ettiğini, Bunlara Aleni Destek Verdiğini Görüyoruz. Kimi Devletler Bunu Sırf Bize Zarar Vermek İçin Yaparken Bazıları Da Gafletten, FETÖ Tehdidini İdrak Edememekten Yapıyor. Ancak Antifa Örneğinin Herkes İçin Bir İbret Vesilesi Olacağına İnanıyorum. Daha Birkaç Yıl Öncesine Kadar Romantik Sözlerle Desteklenen Bu Yapı, Şimdi Terör Estiriyor, Sokakları Ateşe Veriyor. Nitekim Bu Taşkınlıklar Karşısında Sayın Trump, Antifa’yı Terör Örgütü Olarak İlan Edeceklerini Açıkladı. Benzer Tehdit, FETÖ İçin De Geçerlidir.”

“BÖLGEMİZİN GELECEĞİNDE BU ÖRGÜTE YER YOKTUR”

TSK’nin, Terör Örgütü PKK’ya Yönelik Operasyonlarına Karşılık Avrupa Ve ABD Kamuoyunda Oluşturulmaya Çalışılan Algıyı Yorumlaması İstenen Erdoğan, “Terörü Bu Toprakların Kaderi Olmaktan Muhakkak Çıkartacağız. Bu Yönde Son Yıllarda Gerçekten Önemli Adımlar Attık. Suriye’de Kurulmak İstenen Terör Koridorunu, Gerçekleştirdiğimiz Operasyonlarla Akamete Uğrattık. Terör Örgütlerinin Bir Dönem Kol Gezdiği 8 Bin 200 Kilometrekarelik Alanı, DEAŞ Ve PKK/YPG’li Teröristlerden Temizledik. Irak’ta Da PKK Hedeflerine Yönelik Başarılı Harekatlar Düzenliyoruz. Haziran Ayının Ortasında Yapılan Hava Ve Kara Harekatları, Bu Sürecin Parçalarıdır. PKK Bu Toprakların İklimine, İnsanına, İnancına, Değerlerine Ve Kültürüne Düşman Bir Terör Örgütüdür. On Binlerce İnsanımızın Katilidir. Bölgemizin Geleceğinde Bu Örgüte Yer Yoktur.” Değerlendirmesinde Bulundu.

“İHA VE SİHA’LARA YÖNELİK DE ÇOK CİDDİ DIŞ TALEP VAR”

Savunma Sanayisi Alanında Türkiye’nin Durumuna Yönelik Bir Soru Üzerine De Savunma Sanayisinde Yerlilik Oranını Yüzde 20 Seviyelerinden Alarak Yüzde 70’lerin Üstüne Çıkardıklarına İşaret Eden Erdoğan, 2002’de Sadece 62 Savunma Projesi Yürütülürken Bugün Bu Sayının 700’e Yaklaştığını Kaydetti.

Son 5 Yılda Yaklaşık 350 Yeni Proje Başlattıklarını, 2002’de Yaklaşık 5,5 Milyar Dolar Bütçeli Savunma Projeleri Yürütülürken Gelinen Noktada Yaklaşık 11 Katlık Bir Artışla 60 Milyar Dolarlık Proje Hacmine Ulaştıklarını Anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İhale Süreci Devam Eden Projelerle Bu Rakamın 75 Milyar Doların Üzerine Çıktığını, Aynı Dönemde Firma Sayısının Da 56’dan 1500’e Ulaştığını Bildirdi.

Göreve Geldiklerinde 1 Milyar Dolar Olan Sektör Cirosunun, 2019’da 10,8 Milyar Dolara Yükseldiğini Belirten Erdoğan, Şunları Kaydetti:

“2002’de Yalnızca 248 Milyon Dolar Olan Savunma Ve Havacılık İhracatı, 2019 İtibarıyla 3 Milyar Doları Geçti. Neredeyse Yok Düzeyinde Olan Ar-Ge Harcaması 2019’da 1,5 Milyar Doları Geçti. Bugün Dünyanın En Büyük Savunma Şirketleri Listesinde 5 Firmamız Bulunuyor. Diğer Taraftan Havuzlu Çıkarma Gemimiz TCG Anadolu’nun İnşasının Sonuna Geldik. Nitekim Gemimiz 1 Temmuz’da Liman Test Hazırlıkları İçin Rıhtıma İndi. Tasarımından Üretimine Her Aşamada Yerli Olacak Savaş Uçağımızı Da 2023’te Hangardan Çıkaracağız.

Bulunduğumuz Noktayı Önemsiyoruz Fakat Daha Fazlasını Yapmamız Gerekiyor. Böyle Bir İradeye, Altyapıya Ve Birikime Sahibiz. Savunma Sanayi Projelerimizin En Önemlisi Şüphesiz SİHA Ve İHA’lardır. AKINCI İle Bu Alanda Dünyanın İlk 4 Ülkesinden Biri Olacağız. Terörle Mücadelemize SİHA’lar Gerçekten Büyük Katkı Yapıyor. Bunun Yanında Eşgüdüm İçinde Yürüyen Bir Süreç Var. Güvenlik Teşkilatlarımız Olan TSK, Emniyet, Jandarma Ve MİT Arasındaki Koordinasyon Şu An En Üst Düzeyde. İnşallah Bunu Daha Da Artıracağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silahlı İnsansız Hava Araçlarına (SİHA) İlişkin Bir Soruyu, “Sadece Terörle Mücadelede Değil, Suriye’de Ve Libya’da Da İHA Ve SİHA’lar Çok Etkin Rol Oynuyor. Bu Alanda Dünyanın İlgisini Çekmiş Durumdayız. İHA Ve SİHA’lara Yönelik De Çok Ciddi Dış Talep Var. Tabii Savunma Sanayii Alanındaki Diğer Yerli Üretimlerimize Yönelik De Büyük Bir İlgi Var. Hem Özel Sektör Hem De Devlet Olarak Bu Alanda Atılan Adımlarımız Kesintisiz Sürecek.” Şeklinde Cevapladı.

“KİMSENİN TOPRAĞINDA, EGEMENLİĞİNDE GÖZÜMÜZ YOKTUR”

15 Temmuz Darbe Girişiminden Sonra Yaptığı Bir Konuşmada Kullandığı “Artık Sadece Ülkemiz Üzerine Oynanan Oyunları Değil, Bölgemizde Kurulan Tuzakları Da Bozacağız.” İfadeler Hatırlatılarak Türkiye’nin Bu Alanda Nasıl Bir Strateji İzlediğini Sorulması Üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şu Yanıtı Verdi:

“Bölgemizle İlgili Konularda Taraflı, Fırsatçı Ve Diğer Tarafı Yok Sayan Bir Yaklaşım İçinde Asla Olmadık. Barışın İnşa Edilmesi, Akan Kanın Durması İçin Çaba Harcıyoruz. Çatışmalar Sebebiyle İnsanların Mülteci Durumuna Düşmesini, Evini, Barkını, Hayatını Kaybetmesini İstemiyoruz. Türkiye’nin Bu Konudaki Duruşu Nettir; Bizim Kimsenin Toprağında, Egemenliğinde Gözümüz Yoktur. Kendi Güvenliğimizin Üzerine Ne Kadar Titriyorsak, Komşularımızdan Başlayarak Dost Ve Kardeş Ülkelerin Güvenliğine De Aynı Şekilde Hassasiyet Gösteriyoruz.

Fransa Ve Abu Dabi Yönetimi Başta Olmak Üzere, Kimi Ülkelerce Yürütülen Propagandanın Arkasında, Türkiye’nin Hukuk, Demokrasi Ve Adalet Eksenli Mücadelesine Yönelik Tahammülsüzlük Vardır. Türkiye, Sahada Ve Masada Verdiği Başarılı Mücadelelerle Kan Ve Kaostan Beslenenlerin Hesaplarını Bozmuştur. Bugün Yüz Milyonlarca Mazlum Ve Mağdurun Nazarında Türkiye; Umutla, Adaletle, Merhametle Özdeş Hale Gelmiştir. Ülkemize Yönelik Bu Teveccühü Korumakta Kararlıyız.”

“LİBYA’NIN GÜÇLENMESİ HEM KUZEY AFRİKA’YI HEM DE AVRUPA’YI RAHATLATACAKTIR”

Soru Üzerine Libya Konusunda Da Değerlendirmelerde Bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Kararlı Tavrı Sayesinde Darbeci Hafter İle Destekçilerinin Trablus’u İşgal Planının Tutmadığını İfade Etti.

Uluslararası Meşruiyeti Haiz Milli Mutabakat Hükümeti’nin, Kısa Sürede Darbecileri Trablus’tan Söküp Atmayı Başardığına İşaret Eden Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Sahada Elde Edilen Bu Kazanımlar, İnşallah Libya’nın Tamamında Barış Ve Huzurun Müjdecisi Olacaktır. Türkiye İle Libya Arasında İmzalanan ‘Güvenlik Ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası’ İle ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’ Son Derece Önemlidir. Bu İki Muhtıra İle Ülkemiz, Doğu Akdeniz’deki Hak Ve Menfaatlerini Garantiye Almış, Aynı Zamanda Da Libyalı Kardeşlerine Sahip Çıkmıştır. Ayrıca Libya’ya Sağlıktan Ulaşım Altyapısında Kadar Her Alanda Destek Oluyoruz.

Libya’nın Bir An Önce İstikrara Kavuşması, Sadece Libya Halkının Değil, Tüm Bölgenin Çıkarınadır. Bu Ülkenin Siyasi Ve Ekonomik Açıdan Güçlenmesi Hem Kuzey Afrika’yı Hem De Avrupa’yı Rahatlatacaktır. Uluslararası Toplum Meşru Hükümeti Destekleyerek Artık Tercihini Yapmalı, Savaş Suçu İşleyen Darbecileri Durdurmalıdır. Libya’yı Kan Gölüne Çeviren Lejyonerler Bir An Önce Bu Ülkeden Çıkarılmalıdır. Terhune Ve Daha Birçok Şehirde Ortaya Çıkan Toplu Mezarların Hesabı, Darbecilerden Muhakkak Sorulmalıdır.”

“PAYLAŞIMI ESAS ALAN HER TÜRLÜ TEKLİFE KAPIMIZ AÇIKTIR”

Türkiye’nin, Libya İle Doğu Akdeniz’de De Aktif Bir Strateji İzlediği Belirtilerek “Türkiye’nin Buradaki Gelişmelere Bakış Açısı Nasıl?” Şeklindeki Bir Soruya İse Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şu Karşılığı Verdi:

“Aralarında Komşularımızın Da Olduğu Bazı Ülkeler, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de Etkisizleştirmek İçin Hatalı Bir Sürecin İçine Girdiler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ve Türkiye’nin Akdeniz’deki Haklarını Gasbetmek İstediler. Defalarca Bunun Yanlış Olduğunu, Hukuka Uygun Olmadığını Söyledik. Türkiye’nin Hak Ve Hukukunu Koruma Noktasında Kararlı Olduğunu İfade Ettik. Hedefleri, Akdeniz’e En Uzun Kıyıya Sahip Olan Ülkemizi Sadece Oltayla Balık Tutacak Bir Kıyı Şeridine Mahkum Etmekti Ama Attığımız Adımlarla Bu Planı Boşa Çıkardık. İki Sondaj Gemimizi Göndererek, Ülkemize Ait Alanlarda Sismik Araştırmalar Yapmaya Başladık.

Açık Ve Net Söylüyorum; Biz Tarih Boyunca Farklı Medeniyetlere Beşiklik Etmiş Akdeniz’de Gerilim İstemiyoruz. Bilakis Burada Var Olduğu Düşünülen Hidrokarbon Kaynaklarının, Tüm Bölge İçin Bir Fırsat Teşkil Ettiğine İnanıyoruz. İş Birliğini Ve Adil Bir Paylaşımı Esas Alan Her Türlü Teklife Kapımız Açıktır. Bu Prensipler Temelinde Herkesle Çalışmaya Hazırız.”

“CHP EKSENİNİ KAYBETMİŞ BİR PARTİDİR”

Muhalefetin Bu Konuda İzlenen Yol Haritasına Yönelik Eleştirilerine Yönelik Değerlendirmelerinin Sorulması Üzerine Erdoğan, Muhalefet Partilerinin Ve Özellikle De CHP’nin Bu Tarz Eleştirilerine İlk Defa Şahit Olmadıklarını Belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Yıllık İktidarlarında Türkiye’yi, Milleti Ve Demokrasiyi Güçlendirmek İçin Attıkları Tüm Adımlarda CHP’nin Saldırılarına Ve İthamlarına Muhatap Olduklarını Belirterek Şu Değerlendirmelerde Bulundu:

“Suriye’nin Kuzeyinde Kurulmaya Çalışılan Terör Koridorunu, CHP’ye Rağmen Akamete Uğrattık. Hendek Ve Çukur Terörünü CHP’ye Rağmen Engelledik. İdlibli Kardeşlerimize Yine CHP’ye Rağmen Sahip Çıktık. 15 Temmuz Sonrasında FETÖ’ye Karşı Mücadelemizi Yine CHP’ye Rağmen Sürdürdük. Aynı Şekilde Libya Ve Doğu Akdeniz’deki Çıkarlarımızı CHP’nin Muhalefetine Rağmen Savunduk Ve Savunuyoruz. 40 Yıllık Siyasi Hayatımızda Edindiğimiz Tecrübe, Bize CHP’nin Millet Ve Memleket Gibi Bir Derdinin Olmadığını, Türkiye’nin Çıkarları Konusunda Herhangi Bir Hassasiyetlerinin Bulunmadığını Göstermiştir. Şu An CHP, Eksenini Kaybetmiş Bir Partidir. Rüzgar Nereden Eserse Oraya Yöneliyorlar. Sürekli Bocalamalarının Sebebi Budur. Milli Meselelerde CHP Ve Şürekasının Ne Dediğine Değil, Milletimizin Ne Dediğine, Neyi Talep Ettiğine Bakıyoruz. Bizim İçin Asıl Olan Türkiye Ve Türk Milletinin Huzuru, Emniyeti Ve Bekasıdır. Bunun Dışındaki Her Şey Lafügüzaftır.”

“8’İ AŞI OLMAK ÜZERE 17 İLAÇ GELİŞTİRME PROJEMİZ DEVAM EDİYOR”

Türkiye’nin, Aralarında ABD Ve İngiltere’nin De Bulunduğu 140 Ülkeye, Yeni Tip Koronavirüs (Kovid-19) Salgınıyla Mücadele Edebilmeleri İçin Yardım Gönderdiği Hatırlatılarak “ABD’ye Ve İngiltere’ye Yardımı Tam Konumlandıramıyor Bazıları, Türkiye Bu Gücünü Nereden Alıyor?” Sorusu Üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Geleneklerinin “İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın” Prensibi Üzerine Bina Edildiğini Söyledi.

“Biz Aynı Zamanda Paylaşmanın, Yardımlaşma Ve Dayanışmanın Bereketine İnanan Bir Milletiz.” İfadesini Kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koronavirüs Salgınının, İnsanlık Tarihinin Son Asırda Yüzleştiği En Büyük Sağlık Krizlerinden Biri Olduğunu, Birçok Ülkenin Bu Salgına Sağlık Altyapısı Bakımından Hazırlıksız Yakalandığını Belirtti.

Bazı Gelişmiş Ülkelerin Vatandaşlarına Ve Sağlık Çalışanlarına Tulum, Maske, Koruyucu Ekipman Gibi Temel İhtiyaç Malzemelerini Sağlamakta Zorlandığına Dikkati Çeken Erdoğan, Türkiye Olarak, 40 Bin Yoğun Bakım Yatağı, 246 Bin Yatak Kapasitesi, Bin 213 Bilgisayarlı Tomografi Cihazı, 4 Bin Tedavi Kurumu, 1 Milyon 100 Bin Sağlık Çalışanıyla Salgını En Rahat Karşılayan Ülkelerden Biri Olduklarını İfade Etti.

Bu Süreçte Sağlık Yatırımlarına Da Hız Verdiklerini Söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da Bin 8’er Yataklı İki Acil Durum Hastanesini Kısa Sürede Faaliyete Geçirdiklerini Hatırlattı.

İstanbul’da Başakşehir Çam Ve Sakura Şehir Hastanesi Gibi Devasa Sağlık Tesislerini Devreye Aldıklarını Anımsatan Erdoğan, “Milletimizi, CHP Genel Başkanı’nın ‘Sahra Hastanesi’ Diye Reklamını Yaptığı Hangarlara Mahkum Etmedik.” Dedi.

İnsanların İlgisizlikten Öldüğü, Sağlık Çalışanlarının Maske Bulamadığı, Yaşlı Bakım Evlerinden Utanç Verici Görüntülerin Yansıdığı Durumların Hiçbirinin Türkiye’de Yaşanmadığını Anlatan Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Sosyal Güvenlik Sistemimizin Kapsayıcılığı Ve Kuşatıcılığı Sayesinde Vatandaşlarımız, Kimi Yerlerde Olduğu Gibi Milyon Dolarlık Faturalarla Karşı Karşıya Kalmadı. Testten Teşhis, Tedavi Ve İlaca Hastalıkla Mücadele İçin Gereken Her Şeyi İnsanımıza Ücretsiz Sunduk. Bunun Yanında Din, Dil, Irk Ve Bölge Ayrımı Gözetmeden Dünyanın 140 Ülkesine Tıbbi Teçhizat Ve Malzeme Gönderdik. Yine Bu Süreçte Türk Mühendisleri Tarafından Geliştirilip Türk Firmalarınca Üretilen Solunum Cihazları Yaptık.

Hamdolsun Kendi Hastanelerimizin Yanı Sıra Brezilya’dan Somali’ye Kadar Birçok Kıtada Türk Malı Solunum Cihazları Kullanılıyor. 8’i Aşı Olmak Üzere 17 İlaç Geliştirme Projemiz Devam Ediyor. Yıl Sonundan Önce, Hatta Daha Erken Bu Projelerde Klinik Öncesi Aşamaya Geçmeyi Planlıyoruz. Sağlığın Kıymetinin Daha İyi Anlaşıldığı Bu Dönemde, Türkiye’nin Büyük Bir Çekim Merkezi Olacağına, Sağlık Turizmi Alanında Da Kendisinden Söz Ettireceğine İnanıyorum. Bu Vesileyle Salgın Sürecinde Özverili Bir Şekilde Görev Yapan, Sağlık Çalışanları Başta Olmak Üzere Tüm Kamu Ve Özel Sektör Personeline, Milletim Adına Şükranlarımı Sunuyorum.”

“ÜLKEMİZİ 2023 HEDEFLERİNE BİR ADIM DAHA YAKLAŞTIRACAĞIZ”

Ekonomi Konusunda Yeni Süreçte İzleyecekleri Yol Haritasına İlişkin Bir Soru Üzerine Erdoğan, Ekonominin Kendileri İçin Her Zaman Öncelikli Meselelerden Biri Olduğunu Ve 2002’de İktidara Geldiklerinde, Kriz Yorgunu Bir Ülkeyi Devraldıklarını İfade Etti.

Kişi Başı Geliri 3 Bin 500 Dolar, Eğitim, Sağlık, Ulaşım, Enerji Gibi Alanlarda Yetersiz Altyapıyla Ağır Aksak Yol Yürümeye Çalışan Bir Türkiye’nin Bulunduğunu Anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu Tablo Karşısında Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Demokrasi Ve Yatırım Hamlesini Başlattıklarını Vurguladı.

On Sekiz Yıl Boyunca Yaptıkları İcraatlara İlişkin Bilgi Veren Erdoğan, “Dönemimizde Türkiye’yi Enerjinin Otoyolu Haline Getirdik. Türkakım Ve TANAP Projeleriyle Enerjinin Uzaklara Güvenli Ulaşımında Söz Ve Yetki Sahibi Konuma Gelen Türkiye, Akkuyu Nükleer Güç Santraliyle De Enerjisine Enerji Katacaktır. Son 18 Yılda Ülkemize 220 Milyar Dolardan Fazla Doğrudan Yatırım Çektik. Bugün Satın Alma Paritesine Göre Değerlendirirsek Milli Gelir Sıralamasında 13’üncü Büyük Ekonomiyiz.” Dedi.

Salgın Döneminde Herkesin Yanında Olduklarını, “Sosyal Koruma Kalkanı” Çerçevesinde Millete Doğrudan 24 Milyar Lirayı Aşkın Kaynak Aktardıklarını Hatırlatan Erdoğan, Kısa Çalışma Ödeneği Ve Nakdi Ücret Desteğinin Süresini Uzatarak Salgın Sonrası Dönemde De Çalışanların Yanında Yer Almaya Devam Ettiklerini Bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel Düzeyde Yeniden Şekilleneceği Anlaşılan Siyasi Ve Ekonomik Yapıda Türkiye, Gerçekten Avantajlı Bir Yerde Duruyor. Daha Salgın Dönemi Bitmeden, Dünyanın Dört Bir Yanından Alternatif Üretim Ve Tedarik Kanalları İçin Ülkemizdeki Firmalarla Temasa Geçilmeye Başlandı. İnşallah Bu Sıkıntılı Süreci Fırsata Çevirecek, Ülkemizi 2023 Hedeflerine Bir Adım Daha Yaklaştıracağız.” Diye Konuştu.

“ÇİFT BAŞLILIKTAN NEŞET EDEN SORUNLAR BU SÜREÇTE YAŞANMADI”

24 Haziran 2018 Seçimleriyle Geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Salgınla Mücadeledeki Etkisine Yönelik Değerlendirmelerinin Sorulması Üzerine Erdoğan, Sistemin Getirdiği Avantajları Çok İyi Kullandıklarını İfade Etti.

Kabineyle Tam Bir Koordinasyon İçinde, Vakit Kaybına Mahal Vermeden, Bürokratik Oligarşiye Takılmadan Gereken Tüm Kararları Aldıklarını Ve Bunları Süratle Uyguladıklarını Kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Daha Önce Çift Başlılıktan Neşet Eden Sorunların Hiçbiri Bu Süreçte Yaşanmadı. Kriz Döneminde Sistem Tıpkı Bir Saat Gibi Tıkır Tıkır İşledi. Böylece Muhalefetin Sistemle İlgili Eleştirilerinin Ne Kadar Yersiz, Haksız Ve Gereksiz Olduğu Ortaya Çıktı. Öte Yandan Biz 83 Milyonun Huzuru Ve Sağlığı İçin Başarılı Bir Mücadele Yürütürken Muhalefet Belediye Başkanlarının Çoğu, En Basitinden Toplu Taşımadaki Sefer Sayısını Dahi Düzenlemekte Aciz Kaldı. İnsanımızın Sağlığını Hiçe Sayan, Tamamen İş Bilmezlik Ve Koordinasyonsuzluktan Kaynaklanan Sıkıntılara Şahit Olduk.

Koronavirüs Krizini Tüm Dünyaya Örnek Bir Başarıyla Yöneten Kabinemize Ve Yönetim Sistemimize Yönelik Vatandaşımızın Duyduğu Güven De Artmış Durumda. Salgın Döneminde Yapılan Kamuoyu Yoklamaları Bu Gerçeği Açıkça Ortaya Koyuyor. Devletimizin Açıkladığı Tedbirlere Riayet Ederek Sürecin Başarısına Katkı Sunan Herkese Teşekkür Ediyorum. Tüm Vatandaşlarımı ‘Tamam’ Diye Sloganlaştırdığımız Temizlik, Mesafe Ve Maske Kurallarına Uymaya Davet Ediyorum.”

“CUMHUR İTTİFAKI BU MÜCADELENİN SANCAKTARIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın Uyum Ve Geleceğine İlişkin Değerlendirmesinin Sorulması Üzerine, Şunları Söyledi:

“Türkiye, Libya’dan Doğu Akdeniz’e, Suriye’den Irak’a Kadar Çok Farklı Cephelerde Beka Mücadelesi Veriyor. Bu Mücadelenin Başarısı En Az İstiklal Harbi’miz Kadar Önemlidir. Ülkemizin Zaferden Başka Şansı Yoktur. AK Parti Ve Cumhur İttifakı İse Bu Mücadelenin Sancaktarıdır. Zira Bu İttifak 15 Temmuz Gecesi Sokaklarda, Meydanlarda Omuz Omuza Yürütülen Bir Mücadeleyle Kurulmuştur. Bu İttifak, Pazarlıkların Ve Gizli-Kapaklı Anlaşmaların Olmadığı Şeffaf Bir İttifaktır. Cumhur İttifakı Ne Kadar Güçlü Olursa, Türkiye De Hedeflerine O Derece Hızlı Ve Sağlam Yürür. Ülkemizin Ve Milletimizin Bağımsızlığı İçin, Ay Yıldızlı Bayrağımız İçin, Vatan Toprağımız İçin Hiçbir Fedakarlıkta Bulunmaktan Çekinmeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın (Devlet) Bahçeli De Bu Konularda Bizimle Aynı Hassasiyeti, Aynı Hissiyatı Paylaşıyor.

Nitekim Geride Bıraktığımız Zaman Zarfında İçeriden Ve Dışarıdan Gelen Nifak Girişimlerine Rağmen Yenikapı Ruhunu Diri Tutmayı Başardık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Başta Olmak Üzere Birçok Reformu Hayata Geçirerek Türkiye’nin Önünde Yeni Yolların Açılmasını Sağladık. FETÖ Ve PKK Terör Örgütleriyle Mücadelede Tarihi İvme Yakaladık. Ekonomimize Yönelik Sabotaj Girişimlerini Başarıyla Püskürttük. Suriye Ve Libya’da Türkiye’nin Menfaatlerini Kararlılıkla Koruduk. Millet Ve Memleket Ortak Paydasında Kurduğumuz Bu Güzel Birlikteliği İnşallah Önümüzdeki Dönemde Daha Da Güçlendireceğiz.”

“GENÇLERİMİZE GÜVENMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Yeni Sosyoloji Ve Gençlik Konusuna İlişkin Bir Soru Üzerine İse Erdoğan, 40 Yılı Aşkın Süredir Siyasetin İçerisinde Olduğunu Ve Bu Süre İçerisinde Hep Gençlerle Yol Yürüdüğünü, Onlara Güvendiğini, Onların Enerjisini, Heyecanını Ve Desteğini Yanında Hissettiğini Anlattı.

Başbakan Olduktan Sonra İlk İşlerinin, Anayasa Değişikliğiyle Gençlerin Seçilme Yaşını 30’dan 25’e Düşürmek Olduğunu, 16 Nisan Halk Oylamasında Gençlerin Seçilme Yaşını, Seçme Yaşıyla Eşitleyip 18’e İndirdiklerini Hatırlatan Erdoğan, Eğitim Alanında Liseden Üniversiteye, Barınma İmkanından Burs Meselesine Kadar Pek Çok Reforma İmza Attıklarını Belirtti.

Kangrene Dönmüş Üniversite Harçlarını Kaldırarak, Gençlere Eğitimde Fırsat Eşitliği Sunduklarına İşaret Eden Erdoğan, Üniversite İmkanını Tüm İllere Yaygınlaştırdıklarını, Başvuran Her Öğrenciye Ya Burs Ya Da Kredi Verdiklerine Dikkati Çekti.

Son 18 Yılda Üniversite Sayısını 3 Kat Artırarak 200’ün Üzerine Çıkardıklarını Her Kademede Eğitim Alt Yapısını Sürekli Güçlendirmekte Kararlı Olduklarını Dile Getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şöyle Konuştu:

“Yeni Yönetim Yapımızı Oluştururken Gençlik Ve Spor Bakanlığını Kurmuş Olmamız, Gençlerimize Verdiğimiz Özel Önemin İspatıdır. Genel Başkanı Olduğum AK Parti’nin Gençlik Kolları 1,5 Milyon Civarında Üye Sayısıyla, Diğer Partilerin Toplam Üye Sayılarının Bile Üzerindedir. Gençlik Kollarımızda 19-20 Yaşında İlk Defa Siyasete Atılan Arkadaşlarımız, Bugün Genel Başkan Yardımcısı, Milletvekili, Belediye Başkanı Olarak Görev Yapıyor. Şu Anda Da Hem Partide Hem Cumhurbaşkanlığında Hem Bürokraside Yakın Çalıştığım Ekibimin Çok Büyük Bir Bölümü, Genç Denilebilecek Yaşlardaki Arkadaşlarımızdan Oluşuyor. İnşallah Bundan Sonra Da Gençlerimize Güvenmeye Devam Edeceğiz.”

“DÜNYA BU GİDİŞATA DUR DEMELİ”

İsrail’in Batı Şeria’nın Bazı Bölümlerini İlhak Planı Hatırlatılarak İsrail’in Bu İşgalci Tutumuna İlişkin Değerlendirmelerinin Sorulması Üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şu Karşılığı Verdi:

“Dünyada Adaletsizliğin Zirveye Çıktığı Yerlerin Başında, İsrail İşgali Altında Bulunan Filistin Toprakları Geliyor. Ancak İsrail Güçlerinin Acımasızca Katlettiği Filistinler, Artık Küresel Medyada Haber Olarak Bile Yer Almıyor. İsrail’i Gün Geçtikçe Pervasızlaştıran, Daha Da Hukuk Tanımaz Hale Getiren En Önemli Sebep, İşte Bu Küresel Sessizliktir. İsrail’in, Batı Şeria’daki Yerleşim Birimlerini Ve Ürdün Vadisi’ni İlhak Edeceğini Açıklaması, İşgal Ve Zulüm Politikasının Yeni Bir Adımıdır. Dünya Bu Gidişata Dur Demeli, İsrail’in Hukuk Tanımaz Adımlarına Engel Olmalıdır.

Geçen Yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki Konuşmamda, İsrail’in Filistin Topraklarında Nasıl Yayıldığını Bir Harita Eşliğinde Göstererek Anlatmıştım. Dünyaya ‘Acaba İsrail Neresidir, Toprakları Nereleri Kapsıyor?’ Sorusunu Yöneltmiştim. Gerçekten De İsrail 1947’de, 1949’da, 1967’de Neresiydi, Şu Anda Neresi Diye Baktığınızda Sorunun Kaynağı Ortaya Çıkıyor. 1947 Haritasında O Toprakların Tamamı Filistin’e Aitken Yıllar İçinde Filistin Küçülmüş, İsrail Büyümüştür. 1967’de Kudüs’ün De İşgaliyle Yeni Bir Aşamaya Geçildi. Günümüzde İse Haritada Maalesef Artık Filistin Diye Bir Yer Kalmadı. Filistin’in Neredeyse Tamamına Yakını İsrail Tarafından Yutuldu. İsrail Şimdi De Kalanını İşgal Etmenin Peşinde. İlhak Planları Bunun Bir Parçasıdır.

Gazze’deki İnsanlık Dışı Abluka İle Kudüs’ün Tarihi Ve Hukuki Statüsüne Yönelik Saldırılar Da Devam Ediyor. 1967 Sınırları Temelinde Başkenti Doğu Kudüs Olan Egemen, Bitişik Ve Bağımsız Bir Filistin Devleti’nin Kurulması, Bizim Politikamızın Ana Eksenidir. Bunun Dışındaki Herhangi Bir Barış Planının Adil Olma, Kabul Edilme Ve Uygulanma Şansı Yoktur.”

Kudüs’ün Üç Semavi Dinin Mukaddes Mekanı, Mescid-İ Aksa’nın İse Müslümanların İlk Kıblesi Olduğunu Anımsatan Erdoğan, “Mescidi Aksa’nın İzzetini Korumak, Buraya El Uzatılmasına Mani Olmak Müslümanların Ortak Görevidir. Bütün İslam Aleminin Bu Gerçeği Anlaması Ve Buna Uygun Davranması Gerekiyor. Şunu Da İlave Edeyim; Bizim Musevilere Karşı Herhangi Bir Önyargımız Veya Husumetimiz De Yoktur. İsrail Halkıyla Da Bir Sorunumuz Bulunmuyor. Bizim Karşı Olduğumuz, İsrail Hükümetinin İşgalci Ve Hukuk Tanımaz Politikalarıdır.” Dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya Camisi’nin Yeniden İbadete Açılmasına İlişkin De Şu Değerlendirmeyi Yaptı:

“Burası, Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u Fethettiğinde İlk Cuma Namazını Kıldığı Ve Fethin Sembolü Olarak Camiye Dönüştürdüğü Bir Mekandır. Bu Yüzden Toplum Hafızamızdaki Yeri Vazgeçilmezdir. 1934’te Ayasofya’nın Camiden Müzeye Dönüştürülmesi, Milletimizin İçini Acıtan Bir Karardı. Ayasofya’nın Tekrar Asli Hüviyetine Kavuşturulması Gerekiyordu. Danıştay, Yapılan Başvuru Sonucu Nihai Kararı Verdi. Danıştay’ın Kararını Hukuk Devleti Adına, Maşeri Vicdanı Rahatlatma Adına Müspet Bir Adım Olarak Görüyoruz. Dava Sürecinde İçerden Ve Yurt Dışından Çıkan Çatlak Seslerin İse Hiçbir Kıymetiharbiyesi Yoktur. Ayasofya’nın Statüsüyle İlgili Nihai Karar Mercii Başkaları Değil, Türk Milletidir. Bu, Bizim İç Meselemizdir. Diğer Ülkelere De Ancak Alınan Karara Saygı Göstermek Düşer.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

EĞİTİMİN İNCİSİ KALE OKULLARI KAYITTA DA BİRİNCİ

HIZLI YORUM YAP